“Seslerin İzinde” Viyana’yı Keşfetmek | Görme Engelli Ayşe ile Recep’in Hikâyesi

DerVirgül | Özel Haber – Röportaj | Adem Hüyük
Bir başkentten diğerine uzanan yolculukta iki insan, seslerin izinde birbirini arıyor…
Ayşe, Erasmus Projesi kapsamında Ankara’dan Viyana’ya gelir. Küçük bir kasabadaki otele yerleşmiş olsa da geride en kıymetlisini bırakmıştır: Recep’i.
Ancak Recep, bu ayrılığa uzun süre dayanamaz ve Ayşe’ye telefon açarak Viyana’ya geleceğini söyler. Ayşe sevinçle karşıladığı bu habere karşılık, onu Viyana Havalimanı’nda karşılayacağını belirtir.
Ama işler planlandığı gibi gitmez.
| Ayşe ve Recep’in çektikleri video görüntüleri
Görmeyen Gözlerin Yolculuğu
Ayşe ve Recep görme engelli bir çift. Aynı zamanda kamu çalışanı ve sosyal medya fenomenleri. YouTube’da “[Seslerin İzinde]” adlı kanallarıyla farkındalık yaratıyorlar.
Recep uçağa atlayıp Viyana’ya gelir. Ancak Ayşe, birlikte geldiği Erasmus grubunun ilgisizliği nedeniyle havaalanına gidememiştir. Yine de Recep’i başkentte yalnız bırakmak istemez. Telefonla irtibata geçerek konum gönderir. Recep ise havalimanındaki görevliler eşliğinde tren peronuna ulaşır. Ayşe de bu esnada Recep’in ineceği ilk durağı öğrenmeye çalışmaktadır.
Berfin ve Tesadüfün Gücü
Ayşe, İngilizce bilgisiyle yardım ararken Viyana doğumlu Türkiye kökenli bir kadınla tanışır: Berfin. Onun desteğiyle Recep’in Hauptbahnhof’a [Viyana Merkez Tren İstasyonu] geleceği tespit edilir ve birlikte yola çıkarlar. Ancak büyük istasyonun içinde birbirlerini bulmak kolay olmaz. Konum paylaşmalarına rağmen dakikalarca kavuşamazlar.
Berfin Recep’i aramaya gider. Ayşe, yoldan geçenlere konum göstererek yardım ister. Tam o sırada bir genç yaklaşır ve Ayşe’ye, YouTube kanalından tanıdığını söyler. Bu sürpriz tanışıklık sayesinde sonunda Ayşe ve Recep Hauptbahnhof içinde birbirlerine kavuşur.
Tanıdık Sesler, Yeni Dostluklar
Cumartesi günü neredeyse biterken, birlikte 1. Viyana Bölgesi’ne, oradan da 19. Viyana’daki otellerine geçerler. Ayşe ve Recep, Viyana’daki Türkiye kökenli insanlarla dostluklar kurar. Türk yemekleri için öneri istediklerinde, Berfin onlara Damak Restoran’ı tavsiye eder.
19. Viyana’dan 10. Viyana’ya giderken, Google Haritalar’ın görme engelliler için geliştirilmiş uygulamasını kullanırlar. Favoriten Caddesi’nde ilerlerken Ayşe, “yakınımızda beyaz baston sesi var” der. Bastonun sahibi cevap verir: “Evet, görme engelliyim.”
Kısa bir yanlış anlaşılma sonrası, Recep’in “biz de engelliyiz” açıklamasıyla samimi bir bağ kurulur. Türkiye kökenli bu Viyanalı engelli, onları Damak Restoran’a kadar götürür.
Tanınırlık, Yardımlaşma ve Misafirlik
Restoranda bir başka sürprizle karşılaşırlar: Kendilerini yine YouTube’dan tanıyan biri vardır. “Seslerin İzinde” takipçisi olan bu kişi ve restoran çalışanları büyük ilgi gösterir. Serpme kahvaltıdan sonra hesap ödemek isteyen çifte restoran yetkilileri, “Siz bizim misafirimizsiniz” der.
Bu, tanıdık bir tablo haline gelir. 17. Viyana’daki bir dönercide de benzer bir misafirperverlikle uğurlanmışlardır.
Favoriten’de Bir Parfüm Arayışı
Ertesi gün Recep, Ayşe’ye parfüm almak ister. Favoriten Caddesi’nde bir Afrikalı gence danışırlar. Genç, onları Avusturya Gündem’in yöneticisi Özden Çelik’in sahibi olduğu D&P Parfümeri’ye götürür. Mağazada Çelik’in oğlu vardır. İngilizce başlayan sohbet, çiftin Türkçe konuşmaya başlamasıyla daha da samimileşir.
Başka bir markayı aradıklarını öğrenen Çelik’in oğlu, ayrıntılı yön tarif eder. Ancak içi rahat etmez. Bir süre sonra geri gelir ve “Annem geldi, şimdi size ben eşlik edeceğim” diyerek mağazaya kadar birlikte gider.
Bir Mesaj Her Şeyi Değiştirir
Viyana’daki zaten sınırlı olan günler hızla geçer. Dönüş zamanı gelmiştir. Valizler toplanır, ancak havaalanına ulaşmak büyük bir sorun olarak karşılarına çıkar. Tam da bu sırada gelen bir mesaj her şeyi değiştirir.
T.C. Viyana Basın Müşaviri Orhan Ocakdan’dan gelen mesajda, “Sizi ağırlamak isteriz” yazmaktadır. Ocakdan çifti Büyükelçilikte ağırladıktan sonra, havaalanına ulaşım sorunlarını da çözer.
Geriye Ne Kaldı?
Şimdi Ankara’daki evlerindeler. Ayşe ve Recep çiftiyle yaklaşık iki saat süren telefon görüşmesi ve bir saatlik röportaj yaptık. Bu görüşme, yaşadığım sağlık sorunlarının psikolojik etkileriyle yüzleşme ve daha kararlı durmam gerektiği konusunda bana ilham verdi.
Ayşe ve Recep’ten, Avusturya’daki engelli yaşamını Ankara ile karşılaştırmalarını istedim.
Yanıtları çarpıcıydı:
“Avusturya’da kimse işgüzarlık yapmıyor. Yardım etmeden önce mutlaka soruyorlar, asla temas etmiyorlar. Yardım talep ettiğimizde ise yarı yolda bırakmıyorlar. Ayrıca fiziksel ortamlar da erişilebilir.
Türkiye’de ise insanlar çok yardımsever ama sınırları bilmiyorlar. Özellikle, habersizce bedenimize dokunmaları bizde anlatılması zor duygular uyandırıyor.”
Ve Son Söz…
Ayşe ve Recep’e, son olarak ne söylemek istersiniz diye sorduk. Gülümsediler ve şöyle dediler:
“Viyana’yı çok sevdik. Engelliler için olanaklar harika. Ama biz galiba Viyana’yı, orada yaşayan Türkler için sevdik…” |© DerVirgül
| Ayşe ve Recep’in YouTube kanalı. Fotoğrafın üzerine tıklayarak YouTube kanalına gidebilir ve kanala abone olabilirsiniz…