**Caddelere Kamera Yerleştirilmesi “Anayasa Aykırı” mı?
Bir Yasa Taslağı, Çok Sayıda Endişe**
Viyana başta olmak üzere birçok şehirde, şehir merkezlerinde trafik sakinleştirilmesi amacıyla video gözetimi yaygınlaştırılmak isteniyor. Ancak Sürücüler Kulübü ÖAMTC ve veri koruma örgütleri, sunulan StVO [Karayolları Trafik Yasası] değişikliğine ilişkin ciddi kaygılar dile getiriyor. Taslağın görüş süresi cuma günü sona eriyor.
- StVO değişikliği, belediyelere belirli bölgelerde giriş yasaklarını denetlemek amacıyla kamera yerleştirme yetkisi tanıyor. Örneğin Viyana’da, Ring çevresindeki 26 giriş noktasında bu uygulama planlanıyor. İzni olmadan bölgeye giren sürücüler cezalandırılacak; bölge sakinleri, taksiler ve acil araçlar ise muaf tutulacak.
Österreichischer Automobil-, Motorrad- und Touring Club [Türkçesi: Avusturya Otomobil, Motosiklet ve Tur Kulübü] ÖAMTC ise bu uygulamanın sadece Viyana’da değil, tüm Avusturya’da bir “yasaklar zinciri” başlatmasından endişeli. ÖAMTC hukuk uzmanı Matthias Wolf, birçok belediyenin şimdiden ilgi gösterdiğini, böylece “kural karmaşasının” kaçınılmaz olacağını belirtiyor.
ÖAMTC: “İtalya’daki kaosu yaşayabiliriz”
Die Presse’den Teresa Wirth tarafından kaleme alınan makaleye göre, ÖAMTC, benzer bir uygulamanın İtalya’da büyük bir kargaşa yarattığına dikkat çekiyor. Avukat Michele Germeno, 18 yılda sınırlı trafik bölgelerinin 14’ten 374’e çıktığını, karmaşık kurallar ve yetersiz işaretlemeler nedeniyle milyonlarca Euro ceza kesildiğini anlattı.
2024’te Milano’da bu cezalar 204 milyon Euro, Roma’da ise 146 milyon Euro oldu.
ÖAMTC Başkanı Bernhard Wiesinger, Avusturya’daki belediyelerin de benzer şekilde gelir yaratmak için bu yasakları kullanabileceğini savunuyor. Ayrıca Viyana’da yapılacak uygulamanın etkisinin sınırlı olacağını, yaya bölgeleri gibi yöntemlerin daha etkili olduğunu ekliyor.
Veri Koruma Uzmanları: “Anayasa Aykırı”
Epicenter Works adlı veri koruma örgütü, tasarının anayasal haklara aykırı olduğunu savunuyor. Örgütün direktörü Thomas Lohninger, yasa taslağının geniş kapsamlı bir video gözetimine ve polisin bu görüntülere erişimine izin verdiğini, bunun temel hakları zedelediğini ifade ediyor.
Taslak sadece plaka kaydı değil, sürücülerin yüzlerinin de kaydedilmesine olanak tanıyor. Lohninger, bu kısmın muhtemelen yasalaşmadan çıkarılacağını düşünüyor ancak yine de uygulamanın çok sorunlu olduğunu belirtiyor:
“Kamera, sadece plakayı alan sihirli bir cihaz değil. Önce bir video görüntüsü oluşur. Bu görüntünün ne kadar süre saklanacağı bile belirsiz.”
Kameraların görüş alanında bulunan yayaların da izlenmesi nedeniyle, 2007’deki Anayasa Mahkemesi kararına aykırılık ihtimali gündemde. O karara göre yol üzerindeki gözetim ancak çok sınırlı koşullarda mümkün.
Polisin Anlık Erişimi Demokrasi Endişesi Yaratıyor
2018’den beri polis, kamu kameralarının canlı görüntülerine mahkeme izni olmadan erişebiliyor. Lohninger’e göre her yeni kamera, bu yetkinin yarattığı sorunu büyütüyor.
Ayrıca şehir merkezlerinin yoğun gözetim altında olması, insanların protestolara katılmasını engelleyebilir. Sosyal bilimlerde bu duruma “chilling effect” deniyor.
Önceki bakan Gewessler [Yeşiller], protestolar sırasında kameraların kapatılmasını öngören bir düzenleme hazırlamıştı. Ancak yeni taslakta bu güvence yer almıyor.
Milyonlarca Euro Boşa mı Gidecek?
Eğer taslak gerçekten anayasaya aykırı bulunursa, milyonlarca Euro’nun boşa gitme riski var.
2022 tahminlerine göre yatırım maliyeti 13,2 milyon Euro, yıllık işletme maliyeti ise 1,27 milyon Euro.
Epicenter Works, Perşembe günü SPÖ merkezinin önünde Amnesty International ile birlikte bir protesto düzenleyecek.
Lohninger, hükümetin dijital haklar açısından büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söyleyerek eleştirisini şöyle özetliyor: “Dijital temel haklar açısından bu hükümet bir felaket.” | ©DerVirgül
