Avusturya 2. Cumhuriyeti’nin İlanı
1930’lu yıllarda Avusturya’daki ekonomik ve siyasi kriz giderek derinleşti. 1933’te parlamentonun feshedilmesi ve 1934’te Sosyal Demokrat İşçi Partisi ile “Schutzbund” taraftarlarıyla, Hristiyan Sosyal Parti ve “Heimwehr” arasında çıkan iç savaş, ülkeyi büyük bir kaosa sürükledi.
Antik çağlardan beri insanların yaşadığı bu topraklar, MÖ 100 yıllarında Romalılar tarafından işgal edildi. 803 yılında Şarlman, Almanya ile birlikte olan Avusturya’ya “Doğu Marklığı” unvanını verdi ve böylece bölge Germen İmparatorluğu’nun bir parçası haline geldi. Daha sonra yönetimi ele geçiren Habsburg Hanedanı ülkenin sınırlarını genişletti.
Birinci Dünya Savaşı ve Genç Cumhuriyet
1914’te Saraybosna’da gerçekleşen suikast, Birinci Dünya Savaşı’nı başlattı. Başlangıçta görülen savaş coşkusu kısa sürede yerini endişeye bıraktı. Viyana doğrudan askeri saldırıya uğramasa da şehirde büyük bir kıtlık yaşandı. Savaşın sonunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yıkıldı, Viyana küçük bir devletin başkenti haline geldi.
12 Kasım 1918’de cumhuriyet ilan edildi, 1922’de Viyana Avusturya’nın bir eyaleti oldu. 1919’daki belediye seçimlerinde Sosyal Demokratlar çoğunluğu sağladı ve Jakob Reumann belediye başkanı seçildi. Bu dönem, kentin “Kızıl Viyana” olarak anılmasına yol açtı. 1919–1934 yılları arasında 63 bin sosyal konut inşa edildi; ücretsiz eğitim, çocuk bakım hizmetleri ve sosyal yardımlar gibi politikalar dünyaya örnek oldu.
Demokrasinin Sonu, Almanya’ya Bağlanma ve Savaş
1930’lu yıllardaki kriz, Avusturya’da demokrasinin çökmesine neden oldu. 1933’te parlamentonun feshedilmesi ve 1934’teki iç savaş sonucunda Sosyal Demokrat Parti yasaklandı, faşist bir rejim kuruldu. Mart 1938’de Hitler’in orduları Avusturya’ya girdi, ülke Almanya’ya ilhak edildi. “Büyük Viyana” adını alan kentte Yahudi nüfus sistematik takibata uğradı. 1939’da Polonya’ya saldırıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı’nda 200 bin Viyanalı hayatını kaybetti. 1944’ten itibaren yapılan 42 hava saldırısı şehrin büyük kısmını yıktı.
İkinci Cumhuriyet Dönemi
Nisan 1945’te Kızıl Ordu Viyana’yı kurtardı. 27 Nisan’da Karl Renner önderliğinde İkinci Avusturya Cumhuriyeti ilan edildi. Renner başkanlığında geçici bir hükümet kuruldu ve ülke, Nazi yönetiminin kurbanı olarak ilan edilerek yeniden bağımsız bir Avusturya kimliği inşa edilmeye başlandı.
Viyana, ABD, Sovyetler Birliği, Birleşik Krallık ve Fransa arasında dört işgal bölgesine ayrıldı. Müttefiklerin gözetimi altında yeni bir anayasa hazırlandı. 1945 sonunda yapılan ilk demokratik seçimleri Avusturya Halk Partisi [ÖVP] kazandı; Sosyalist Parti [SPÖ] ve Komünist Parti [KPÖ] de parlamentoda yer aldı. Böylece savaş sonrası dönemin temeli, “büyük koalisyon” olarak adlandırılan SPÖ–ÖVP işbirliği üzerine kuruldu.
Yeniden İnşa ve Tarafsızlık
Savaş sonrasında ülke büyük bir yıkım içindeydi. Viyana’daki binaların yüzde 20’si hasar görmüş, 87 bin konut oturulamaz hale gelmişti. 1945’ten itibaren enkaz kaldırma ve yeniden yapılanma çalışmaları başladı. “Kızıl Viyana” döneminin mirası olan sosyal konut politikaları yeniden canlandırıldı, altyapı sistemleri onarıldı.
15 Mayıs 1955’te Belvedere Sarayı’nda imzalanan Avusturya Devlet Antlaşması ile ülke yeniden özgürlüğüne kavuştu. Antlaşma, Avusturya’nın egemenliğini tanıyor ve işgal kuvvetlerinin çekilmesini öngörüyordu. 26 Ekim 1955’te son yabancı asker ülkeyi terk etti. Aynı gün parlamentoda alınan kararla Avusturya “ebedi tarafsızlık” ilkesini benimsedi. Bu ilke, ülkenin ne NATO’ya ne de Varşova Paktı’na katılmamasını ve askeri ittifaklardan uzak durmasını güvence altına aldı.
Tarafsızlık politikası, Avusturya’nın Soğuk Savaş döneminde hem Batı hem Doğu Bloku ile dengeli ilişkiler kurmasına imkân sağladı. 1979’da Viyana, Birleşmiş Milletler’in üçüncü resmi merkezi ilan edilerek uluslararası diplomasi ve barışın sembolü haline geldi. | ©DerVirgül
