Ludwig, Eurovision’a Vergi Mükelleflerinin Parasıyla Tutunuyor

Avrupa’nın bir sonraki Eurovision Şarkı Yarışması, kültürel bir şölenden çok politik bir sınavı andırıyor. Avrupa’nın sol partileri, İsrail’in yarışmadan çıkarılması için bastırırken; Avusturya Şansölyesi Christian Stocker [ÖVP] “İsrail’siz Eurovision, Viyana’da olmaz” diyerek rest çekti.

Ancak Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig [SPÖ], artan tepkilere rağmen yarışmayı şehre kazandırmakta kararlı. Bunun için hem siyasi itibarını hem de halkın vergilerini riske atıyor.

İsrail dışlanırsa, Viyana da dışlanır

Avrupa Yayın Birliği [EBU], Kasım ayında İsrail’in yarışmadan men edilip edilmeyeceğine karar verecek. Çoğunluğun bu yönde oy kullanması bekleniyor. Bu girişimin arkasında ise
özellikle İspanya ve Hollanda’daki sol hükümetler bulunuyor.

ÖVP cephesi tavrını net koydu: “Bir Yahudi sanatçının Viyana’ya gelmesini engellememiz düşünülemez,” diyor parti temsilcileri. Neos’un da bu çizgide olduğu bildiriliyor.

Ludwig ise farklı düşünüyor. İsrail’in dışlanmasını “hata” olarak görse de Eurovision’un ekonomik getirisine bel bağlamış durumda. Oysa bu durum, 1945’ten bu yana ilk kez Yahudi sanatçıların Viyana’daki bir etkinlikten dışlanması anlamına geliyor. Bu da, kentin tarihine ağır bir gölge düşürebilir.

Güvenliğin bedeli halka kesiliyor

Eurovision 2024’te Malmö örneği ortada: Sadece polis masrafları 92 milyon İsveç kronu [yaklaşık 9 milyon Euro] tuttu. Bu gider EBU tarafından değil, kamu bütçesinden karşılandı.
Aynı tablo Viyana’da da tekrarlanırsa, yük yine vergi mükelleflerine binecek.

2026 için 22,6 milyon Euroo’luk “vitrin” bütçesi

Viyana Belediyesi, 2015’teki yarışma için 11,7 milyon Euro harcamıştı. 2026 planlamasında bu rakamın iki katına, 22,6 milyon Euro’ya çıkması öngörülüyor – ORF’nin maliyetleri hariç.
Belediye “Viyana bir dünya şehri” imajını parlatmaya çalışıyor, ancak faturayı yine Viyanalılar ödeyecek.

ORF’nin yükü: İzleyici öder

ORF Genel Müdürü Roland Weißmann, yarışmanın kuruma yaklaşık 16 milyon Euro net maliyet getireceğini açıkladı. Yani bilet gelirleri ve sponsorluklar düşülse bile, zararın önemli bölümü halkın ödediği yayın ücretlerinden karşılanacak.

Danimarka örneği: Bütçe yüzde 167 aştı

Kopenhag 2014 örneği hâlâ akıllarda. Sayıştay raporuna göre bütçe yüzde 167 oranında aşıldı,
maliyet 334 milyon krona [yaklaşık 45 milyon Euro] ulaştı. Sonuç: istifalar, açıklar ve siyasi tartışmalar. Aynı risk Viyana için de geçerli. Tel Aviv [2019] ve Stockholm [2016] örnekleri de kamu desteği olmadan zararın kapatılamadığını gösteriyor.

“Ekonomik canlanma” iddiası gerçeği yansıtmıyor

Liverpool 2023 verileri, bölgesel ek gelirlerin 54–66 milyon sterlin arasında kaldığını; kazancın otel, restoran ve etkinlik şirketleriyle sınırlı olduğunu ortaya koydu. Vatandaşın cebine yansıyan ise neredeyse sıfır.

Ekonomistler, “kazananın laneti”ne dikkat çekiyor: Bu tür mega etkinlikleri kazanan şehirler, maliyetleri küçümseyip getirileri abartıyor. Büyük paralar yerel ekonomiye değil, uluslararası hizmet zincirlerine akıyor.

Fiyat balonu: Viyana halkı için şehir pahalılaşıyor

Büyük etkinliklerin bir diğer sonucu: fiyat patlaması. Liverpool’da otel fiyatları yüzde 1000’in üzerinde artmış, bir gecelik konaklama 5.000 sterline ulaşmıştı. Viyana da benzer bir tabloyla karşılaşabilir.

“Reklam değeri” masalı

Eurovision’un “yüz milyonlarca avroluk tanıtım değeri” olduğu iddiası, gerçek gelirle ilgisi olmayan PR hesabına dayanıyor. Reklam değeri eşdeğeri [AVE] yöntemi, iletişim sektörü tarafından dahi “geçersiz” ilan edilmiş durumda.

Altın yağmuru değil, mali baskı

Viyana, küresel imaj için yarışırken; ORF kemer sıkma programlarıyla boğuşuyor. 30 milyon Euro’yu aşan toplam maliyet, ülkenin ekonomik gerçekleriyle çelişiyor.

Sonuçta ortada bir “kültür şöleni” değil, getirisi olmayan bir prestij projesi var. Kazanan yok – kaybeden yine Viyanalılar… |©DerVirgül

Yayınlama: 09.10.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.