Primle Kışkırt, Fazla Mesaiyle Yarıştır | Viyana Belediyesi’nden Ceza Üzerinden Performans Dayatması

Viyana’da toplu taşıma sisteminin bel kemiğini oluşturan bilet kontrol görevlileri, halk arasında “Schwarzkappler” olarak biliniyor. Ancak bu görevlilerin çalışma koşulları, kamuoyunda sanıldığından çok daha karmaşık ve tartışmalı bir zemine oturuyor. Özellikle prim sistemi ve fazla mesai düzenlemeleri, çalışanlar arasında eşitsizlik ve rekabet doğuruyor.
Der Virgül’ün Notu:
Ulaşımı ücretsiz hale getirmeye dair hiçbir somut adım atmayan Viyana Belediyesi, prim ve kota sistemiyle kontrol görevlilerini cezaya dayalı bir rekabetin içine itiyor. Kamu hizmeti, performans baskısı ve teşvikle değil, erişilebilirlikle ölçülmelidir.
7,30 Euro’luk Kaçak Yolcu Primi: Ama Herkese Değil
Viyana Şehir Hatları [Wiener Linien] tarafından onaylanan ve kamuya açık olan toplu iş sözleşmesine göre, kontrol görevlileri her yakaladıkları kaçak yolcu için 7,30 Euro prim alıyor. Ancak bu tutar, belirli sayıları aşınca artıyor:
- 317’nci kaçak yolcudan itibaren prim yüzde 100 artırılıyor,
- 417’nci vakadan sonra ise yüzde 150’ye çıkıyor.
Ancak burada önemli bir ayrıntı var: Ceza alan yolcu, bedeli altı hafta içinde ödemezse, görevli primden mahrum kalıyor.
Fazla Mesai de Ceza Sayısına Bağlı
Yalnızca primler değil, fazla mesai hakkı da kesilen ceza sayısına bağlı. Eski sendikacı Herbert Weidenauer’in aktardığına göre, çeyrek dönemde yaklaşık 150 ceza yazmayan görevlilerin fazla mesai yapması engelleniyor. Wiener Linien’in KURIER gazetesine verdiği yanıtta ise bu uygulamanın “performansa dayalı” olduğu savunuluyor. Ama performansın nasıl ölçüldüğü belirsiz.
Hastalık ve Arızalar Ceza Kotasında Sayılmıyor
Uygulamanın bir diğer sorunlu yönü, hastalık veya olağanüstü durumlar gibi mazeretlerin dikkate alınmaması. Kontrol görevlileri hastayken ceza yazamadıklarında, yine de aynı kota üzerinden değerlendiriliyor. Öte yandan görev tanımları yalnızca ceza yazmakla sınırlı değil: Örneğin bir metro istasyonunda yaşanan teknik arızada, yolcuları bilgilendirmek de onların görevi. Ancak bu sürelerde ceza yazmak mümkün değil.
Aynı Üniforma, Farklı Gelirler
Bazı çalışanlar ayda 400–500 Euro’ya varan primlerle gelirlerini artırırken, kotayı dolduramayanlar yalnızca taban maaşla yetinmek zorunda kalıyor. Aylık brüt 2.579,25 Euro olan bu maaş, özellikle aile geçindiren çalışanlar için yeterli görülmüyor. İsmini vermek istemeyen bir görevli, bazı meslektaşlarının ayda 100 saate kadar fazla mesai yaptığını, ev kredisi ödeyen çalışanların bu ek gelire muhtaç olduğunu belirtiyor.
Ekip Ruhu Yerine Rekabet
Sendika temsilcilerine göre bu sistem, çalışanlar arasında dayanışmayı değil rekabeti körüklüyor. Herbert Weidenauer, “Wiener Linien şunu düşünmeli: Bu farklı prim ve fazla mesai uygulamaları çalışanlar arasında kıskançlık ve huzursuzluk yaratıyor. Bu yapıyı sürdürmek mi istiyorlar, yoksa çalışma barışını korumak mı?” diyerek eleştirilerini dile getiriyor.
Kamu Kurumunda Performansa Dayalı Ceza Baskısı
Kamu hizmeti sunan bir kurumun, çalışanlarını daha fazla ceza yazmaya teşvik eden bir sistem kurması; şehir yönetimi, sendikalar ve kamu vicdanı açısından ciddi biçimde sorgulanması gereken bir durum. Toplu taşıma gibi bir hizmet alanında “başarı”nın kaç kişiye ceza yazıldığına göre tanımlanması hem çalışanların sağlığı hem de yolcularla kurulan ilişki açısından uzun vadede güven bunalımı yaratabilir.| ©DerVirgül