Yeni İflas Yasası | Bütçe Düzenlemesi Şirketlerin Sırtına Yükleniyor
Bir yasa değişikliği tasarısı, iflas durumlarında devletin özel şirketlere karşı öncelikli konumda olmasını öngörüyor. Alacaklı koruyucuları, bunun ülke ekonomisine zarar verebileceği konusunda uyarıyor.
Avusturya şu anda bir iflas dalgası yaşıyor. Tahminlere göre, bu yıl yaklaşık 7.000 şirket ödeme güçlüğüne düşecek. Üçüncü çeyrekte şirket iflaslarının sayısı geçen yıla göre %6,5 arttı. İflaslar yalnızca girişimcileri ve çalışanları etkilemiyor; birçok alacaklı da bu durumdan etkileniyor. Ve sık sık bir iflas diğer şirketleri de beraberinde uçuruma sürüklüyor.
Gelecekte bu risk, özel şirketler için şimdiye kıyasla daha da büyük olabilir. Bunun nedeni, dolandırıcılıkla mücadele yasaları kapsamında Genel Sosyal Sigorta Yasası (ASVG) ve Federal Vergi Kanunu (BAO)’nda planlanan değişikliklerdir. Yeni düzenleme ile devletin, iflas durumlarında diğer alacaklılara karşı öncelikli konumda olması öngörülüyor. Örneğin, daha önce ödenmiş maaş, gelir ve sermaye kazanç vergisi ile sosyal sigorta primlerinin, iflas yöneticisi tarafından geri alınamayacağı belirtiliyor. Başka bir deyişle, devlet kendi payını tamamen aldıktan sonra tedarikçiler ancak kalan miktar için hak iddia edebilecek.
Daha Fazla İflas Beklentisi
1870 Kredi Koruma Derneği (KSV), hükümetin bu girişimini sert şekilde eleştiriyor. Açık bir mektupta, “Bu, iflas sürecinde alacaklıların eşit muamele ilkesine 40 yıldan uzun süredir yapılan büyük bir müdahaledir” deniyor. Planlanan yasa değişikliği ile “alacaklılar arasında eşitsizliğe kapı açılacak” ifadeleri kullanılıyor. KSV’ye göre hükümet, 1982’de kaldırılan “sınıf iflası” uygulamasını yeniden yürürlüğe sokmak istiyor.
1982’ye kadar, özel alacaklılar müşterinin ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda çoğunlukla göz yumar, devlet ise öncelikle kendi payını alırdı. Bu da sık sık zincirleme iflaslara yol açardı. KSV, “Kısaca, makroekonomik zarar çok büyüktü ve kimse bu durumu tekrar görmek istemez” diyor.
Planlanan yasa değişikliği, devlet bütçesinin şirketlerin sırtına yüklenerek iyileştirilmesi anlamına geliyor. KSV’ye göre iflas başvurularının %57’si alacaklılar tarafından yapılıyor ve bunların neredeyse yarısı vergi dairesi veya sosyal sigortadan geliyor. Pratikte, mali sıkıntıya düşen şirketler, ödeme güçlüğü durumunda önce özel tedarikçileri oyalıyor, vergilerini veya sosyal sigortayı ödemeyi erteliyor. Şu anda bu tür öncelikli ödemeler itiraz edilebiliyor ve böylece “iflas masasına önemli miktarda kaynak kazandırılabiliyor.” KSV’ye göre, “Bu geri dönüşlerden tüm alacaklılar eşit şekilde faydalanıyordu.”
Devlet kendisine “1. sınıf alacaklı” ayrıcalığını verirse, “masa yetersizliği nedeniyle reddedilen iflasların artması beklenir.” Şu anda iflasların yaklaşık %40’ında masa yetersizliği nedeniyle hiçbir iflas işlemi başlatılamıyor.
KSV, hükümete bu değişikliği yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulunuyor ve ekliyor: “Avusturya federal hükümetinin bütçe istikrarını sağlamaya yönelik yoğun çabalarını destekliyoruz, ancak bu mücadelenin, son yıllarda zaten ciddi bir resesyonda olan şirketlerin zararına olmaması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.”|© DerVirgül
