Der Standard | “İsrail ilhaka doğru ilerliyor”

Der Standard | “İsrail ilhaka doğru ilerliyor”

Gazze’deki insanlık dramının sonlandırılması yönündeki çağrı metnine imza atan Avusturya’da, başkent Viyana merkezli Der Standard gazetesi Netanyahu hükümetini, “Gazzelilerin hayatını cehenneme çevirmek” ile suçluyor.

Yorum şöyle: [Eric Frey / Der Standard, 25.07.2025]

7 Ekim 2023’te Hamas tarafından gerçekleştirilen saldırılardan bu yana süren savaşla ilgili dünya genelindeki tartışmalarda, makul seslerin ortaklaştığı bir görüş dikkat çekiyor: İsrail, Hamas’ın terörüne karşı kendini savunma hakkına sahiptir; ancak bu savaşta sivillerin yaşadığı acıyı göz ardı eden, uluslararası hukuka aykırı yöntemlere başvurmaktadır. Gazze Şeridi’ndeki insani yardımın kısıtlanmasıyla başlayan kıtlık da bu örneklerden biridir.

Ayrıca, savaşın meşruiyetini sürdürebilmesi için İsrail’in yalnızca kendi güvenliğini değil, aynı zamanda Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistinlilerin yurttaşlık ve insan haklarını da güvence altına alan bir barış planı ortaya koyması gerekir. Ancak Başbakan Benjamin Netanyahu’nun aşırı sağcı ortaklarıyla kurduğu koalisyon bu iki konuda da uzlaşmaz bir tutum sergiliyor.

Doha’da Hamas ile yapılan müzakerelerin çökmesi, savaşın süreceği anlamına geliyor. İsrail, rehineleri kurtarmayı ve Hamas’ı tamamen yok etmeyi eş zamanlı hedef olarak sürdürüyor – ancak bu iki hedef pratikte birbirini dışlıyor. Rehinelerin kurtuluşu yalnızca bir ateşkes anlaşmasıyla mümkün olabilirken, Netanyahu böyle bir anlaşmaya yanaşmıyor. Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin hayatı, hükümet açısından öncelikli bir konu değil. Bununla birlikte, Hamas’ın yok edilmesi de İsrail hükümetinin asıl hedefi değil. Asıl amaç, 1967’den bu yana işgal edilen topraklar üzerindeki denetimi zayıflatabilecek herhangi bir siyasi çözümün önüne geçmek, yani bir Filistin devletinin oluşmasını engellemek.

Knesset’te kabul edilen ve bu hedefi açıkça ortaya koyan son karar sembolik nitelikte olsa da, İsrail’in yönünü net biçimde ortaya koyuyor. Gazze’de yaşayan iki milyon insanın hayatını yaşanmaz hale getiren politikalar ve Batı Şeria’daki fanatik Yahudi yerleşimcilerin şiddetine göz yumulması, İsrail’i ilhak sürecine doğru ilerletiyor. Hamas’a karşı yürütülen savaş, giderek eski manda topraklarının tümünde Filistinlilere karşı yürütülen bir savaşa dönüşüyor.

İsrail Toplumunun Tutumu

İsrail toplumunun büyük çoğunluğu bu politikayı aktif biçimde desteklemiyor, ancak açıkça karşı da çıkmıyor. Kitlesel gösterilerde savaşın sonlandırılması ve rehinelerin serbest bırakılması talep ediliyor; ancak işgalin sona erdirilmesi pek dile getirilmiyor. Gelecekte ortak bir yaşamın nasıl mümkün olabileceğine dair bir toplumsal tartışma ise neredeyse hiç yok.

Avrupa’nın Zor Tercihi

İsrail’in Avrupalı müttefikleri ise şu anda hassas bir ikilemle karşı karşıya: İki devletli çözüme yönelik baskıyı artırmak istiyorlar, ancak aynı zamanda İsrail’i yalnız bırakmak da istemiyorlar. Avusturya’dan Beate Meinl-Reisinger’in de aralarında bulunduğu 29 dışişleri bakanının imzaladığı mektup bu anlamda temkinli bir ilk adım olarak değerlendirilse de, aldığı öfke dolu tepkileri hak etmiyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu politikayı daha ileri taşıyarak sonbaharda Filistin devletini resmen tanıma niyetini açıkladı. Amacı, Avrupa Birliği içinde bu adımın arkasında daha geniş bir destek sağlamak.

Bu tanıma kararı şüphesiz sembolik bir anlam taşıyor ve ABD’nin desteği olmadan somut sonuçlar yaratması zor. Ancak yine de, İsrail’in giderek sertleşen ve etkisiz kalan askeri stratejisine karşılık, Gazze’deki Hamas yönetiminin sona ermesi için daha gerçekçi bir alternatif yol öneriyor.

Avusturya bu adıma henüz katılmak zorunda değil. Ancak en azından bu adımı açıkça tartışmaya başlamalı.| ©DerVirgül

Yayınlama: 26.07.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.