Yerin Derinliklerinden Geldiler – Avusturya’ya Göç Edenler İçin

Yerin derinliklerinden geldiler
Ellerinde susmak bilmeyen bir gurbet güneşiyle
Ne kadar diplere bastırılsa
O kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin
Ağır ağır geldiler
Sonra her gün geldiler, işçi trenleriyle
Kadınları, çocukları ve bekleyişleriyle
Yoğurt mayalar gibi geldiler
Kendi dillerinde ninniler,
Kendi dillerinde suskunluklarla
İşin olduğu yere, ekmeğin düştüğü yere
Demir atar gibi
Pişkin ekmeklerini bölüp de paylaşır gibi
Su gibi, ateş gibi
Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına
Yeni yollarla tanıştı ayakları
Donmuş eller, ağır makineler,
Ama tükenmeyen bir türkçe gülüş
Her gün yeni kabuklar çatladı
Yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini
Bir sokak oldular önce
Sonra bir semt
Sonra bir kent oldular sonunda
Ve adını değiştirdiler ülkenin:
“Memleket iki yerde yaşanır oldu artık”
Biri doğdukları yer
Biri emekle kurdukları…
Bu şiir, Grup Yorum’un anonimleşmiş ve toplumsal mücadele temalı “Yerin Derinliklerinden Geldiler” adlı şiirinden esinlenerek yazılmıştır.
Orijinal metin, Grup Yorum’un toplumsal dayanışma, direniş ve emek temalarını işlemiştir.
Bu uyarlama, Avusturya’ya göç eden Türkiye kökenli işçilerin ve ailelerinin deneyimlerini şiirsel bir dille görünür kılmak amacıyla yapılmıştır. | ©DerVirgül
Şarkı Sözleri
İndim maden ocağına kara elmas diyarına
Yeryüzü sıcak olsun diye dost
Yıllar boyu kazma salladım suskunca bu zindanda
Çocuklarım gülsün diye dost
Oysa bizim evde gülen yok
Yıllar boyu kazma salladım suskunca bu zindanda
Çocuklarım gülsün diye dost
Oysa bizim evde gülen yok
Yürü derler yürü derler açlığa yürü derler
Kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler
Günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler dost
Yalanlara artık sabrım yok
Yürü derler yürü derler açlığa yürü derler
Kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler
Günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler dost
Yalanlara artık sabrım yok
Bugün maden ocağına kara elmas diyarına
İnmedik selam olsun sana dost
Ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere
Grev grev güneş doğmuş dost
Artık kaybedecek bir şey yok
Ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere
Grev grev güneş doğmuş dost
Artık kaybedecek bir şey yok
Yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler
Madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
Günü geldi grev derler
Günü geldi grev derler dost
Artık kaybedecek bir şey yok
Yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler
Madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
Günü geldi grev derler
Günü geldi grev derler dost
Artık kaybedecek bir şey yok
Yerin derinliklerinden geldiler
Ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle
Ne kadar diplere bastırılsa
O kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin
Ağır ağır geldiler
Sonra her gün geldiler artarak geldiler
Kadınları çocukları ve alkışlarıyla
Yoğurt mayalar gibi geldiler
Pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi
Su gibi ateş gibi
Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına
Yeni yollarla tanıştı ayakları
Her gün yeni kabuklar çatladı
Yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini
Bir kent oldular sonunda
Ve adını değiştirdiler ülkenin