Aile ve Gelenekler | Avusturyalıların Noel, Türkiye Kökenlilerin Bayram Kutlamaları
| Adem Hüyük
Avusturya’da yapılan bir ankete göre, Noel hâlâ çoğunlukla aile odaklı bir bayram olarak kutlanıyor. Katılımcıların yüzde 76’sı Noel’i aileleriyle geçirirken, yalnız ya da arkadaş çevresiyle kutlayanların oranı oldukça düşük. Özellikle genç kuşak, evlerini Noel dönemine uygun şekilde hazırlıyor ve kurabiye yapmak, yılbaşı ağacını süslemek gibi ritüellere sıkı sıkıya bağlı kalıyor. Ancak araştırma, yaş ilerledikçe Noel geleneklerine verilen önemin ciddi şekilde azaldığını ortaya koyuyor; 50 yaş üzerindekilerin yalnızca yüzde 40’ı aile ritüellerini önemli bulurken, yüzde 9’u Noel’den hiçbir beklenti taşımıyor.
Bu tablo, modern Avrupa’da feodal bağların sanayi devrimiyle çözülmesi, bireyselleşmenin artması ve toplumsal ritüellere ayrılan zamanın azalmasıyla açıklanabilir. Yetişkinler için Noel, çocukluktaki gibi büyüleyici veya merkezi bir gelenek olmaktan çıkıyor ve bazen yerine getirilmesi gereken bir yük olarak algılanabiliyor.
Avusturyalı bir aileyle Noel geçirmek
Yaklaşık 25 yıl önce, meraktan ötürü iyi ilişkiler içinde olduğum bir Avusturyalı ailenin Noel kutlamasına katılmak istediğimi söyledim. Aile, bu talebimi memnuniyetle kabul etti ve böylece bir gün boyunca onların bayramına tanıklık etme şansım oldu.
Altı kardeşli ailenin buluşma noktası, annelerinin sıcacık evi oldu. Anne, yılların verdiği özenle hazırladığı geleneksel yemeklerini önceden pişirmiş, çocuklarını ve onların ailelerini bekliyordu. Bütün kardeşler annelerinin etrafında toplandığında, çocukluk anılarını paylaşmaya başladılar; geçmişten gelen kahkahalar ve tatlı hatıralar, sofradaki yemeklerle birlikte içlerini ısıttı.
Anne, özenle süslediği Noel ağacının dallarına torunları için hediyeler asmıştı. Sıcak şarap [Glühwein] eşliğinde sohbetler derinleşti, ev bir anda hem geçmişin hem de şimdinin sıcaklığıyla doldu.
Anne, çocuklarının babasını kaybetmişti. Ben sık sık onu izledim; çocuklarına bakarken gözlerinde yılların birikimi, yaşamın tüm renkleri ve anıların ağırlığı vardı. Çocuklar kendi aralarında güncel konulardan bahsederken, anne onları buğulu gözlerle izliyor hem geçmişi hem de şimdiyi aynı anda yaşıyordu.
O gün anladım ki bayramlar sadece bir gelenek değil; paylaşılan anılar, bir arada olmanın sıcaklığı ve sevgi, onları gerçek anlamda birleştiren güç.
Türkiye kökenlilerde Bayramın Önemi
Oysa Avusturya’da yaşayan Türkiye kökenliler için durum farklı. Göçmenler, köy ve aile odaklı ritüellerin güçlü olduğu bir kültürel mirası yanlarında taşıyor.
Dini bayramlar, yaş ilerledikçe daha fazla anlam kazanıyor ve aile bağlarını pekiştiren, toplumsal dayanışmayı hatırlatan ritüeller olarak öne çıkıyor. Özellikle yaşlı bireyler için bayramlar, manevi tatmin ve toplumsal aidiyet sağlayan bir fırsat sunuyor. Bu nedenle Avusturya’daki Türkiye kökenliler, Batı’da yaşayan çoğunluktan farklı olarak, yaş ilerledikçe bayram kutlamalarına daha fazla önem veriyor.
Bu karşılaştırma, kültürel bağların, tarihsel mirasın ve göç deneyiminin bireylerin geleneklere yaklaşımını ne kadar şekillendirdiğini gösteriyor. Avrupa’da yaşla birlikte Noel gelenekleri önem kaybederken, Türkiye kökenli göçmenler için dini bayramlar yaşla birlikte değer kazanıyor.
Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler, dini bayramları sadece bir gelenek olarak görmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bağları güçlendiren önemli bir fırsat olarak değerlendiriyor. Bayramlarda öncelikle aile ve akraba ziyaretleri ön plana çıkıyor; bu ziyaretler, hem nesiller arası bağları pekiştiriyor hem de uzun süredir görüşülemeyen yakınlarla bir araya gelme imkânı sunuyor.
Bayramın bir diğer önemli yönü ise ortak sofralar ve paylaşım kültürü. Aileler, komşular ve arkadaşlarla kurulan sofralarda birlikte yemek yiyerek, dayanışma ve topluluk duygusunu canlı tutuyor. Aynı zamanda dini ritüellerin yerine getirilmesi de büyük önem taşıyor. Namaz kılmak, bayram namazına katılmak ve kurban ibadetini yerine getirmek, bayramın manevi boyutunu güçlendiriyor.
Bayramlar, özellikle çocuklar için de neşe ve heyecan kaynağı. Bayramlaşma ve hediyeleşme geleneği ile çocuklara harçlık veriliyor, küçük hediyeler sunuluyor ve bu sayede bayramın coşkusu yeni nesillere aktarılıyor. Bunun yanı sıra, topluluk etkinlikleri camilerde ve derneklerde düzenleniyor; bu etkinlikler hem dini hem kültürel bağları güçlendiriyor, aynı zamanda farklı kuşakların bir araya gelmesini sağlıyor.
Sonuç olarak Türkiye kökenli göçmenler, bayramları birleştirici bir güç olarak kullanıyor. Kendisi gibi ülkesinden göç etmek zorunda kalanlarla bayramlar üzerinden bir araya gelerek, bir nevi manevi güç kazanıyor…| ©DerVirgül
