Marx ve Die Presse Gazetesi | Kaybolan Yazılar ve Süt Vermeyen Eşekler
| Adem Hüyük
Ön bilgi: “Makalede adı gecen “Die Presse” gazetesi, Avusturya’nın en köklü gazetelerinden biridir ve tarihî olarak hem politik hem de editoryal çizgisiyle dikkat çekmiştir. Die Presse 3 Temmuz 1848’de Avusturya’da kurulmuştur. Kurucusu Johann Nepomuk Czermak’tır. Başlangıçta liberal ve ilerici bir çizgide yayın yapmış, özellikle Basın özgürlüğü ve anayasal haklar konusunda aktif bir rol üstlenmiştir. Geleneksel olarak liberal-muhafazakar bir çizgiye sahiptir. Ekonomi, kültür ve politika haberlerinde ciddi ve analitik bir yaklaşımı vardır. Daha çok orta-üst sınıf ve entelektüel kesim tarafından takip edilir. Özetle, Die Presse tarihî olarak Avusturya’daki liberal-muhafazakar gazeteciliğin simgesi sayılabilir ve günümüzde de ciddi, analitik ve bağımsız bir yayın çizgisini sürdürmektedir.”
Karl Marx ve Die Presse
164 yıl önce, filozof, iktisatçı ve “Komünist Manifesto”nun eşyazarı Karl Marx, Londra’daki sürgün yıllarında Viyana’nın Die Presse gazetesinin muhabiri olmuştu.
Ve böylece, 25 Ekim 1861’de, yani tam 164 yıl önce, Marx’ın Londra muhabiri olarak Die Presse için yazdığı ilk makale yayımlandı.
Kuşkusuz bu, epeyce garip bir gazetecilik ortaklığıydı.
Avusturya liberal burjuvazisinin organı olan gazete, borsa haberlerini her gün “Küçük Kapitalist” başlıklı köşesinde yayımlar, aynı günün kültür sayfasında “demiryollarında kadın gişe memurları”nı memnuniyetle karşılar, ama kuruluşundan bu yana da radikallere ve sosyalistlere karşı var gücüyle ateş açmıştır.
1848’de Die Presse ile Arbeiter-Zeitung neredeyse aynı dönemde yayımlanmaya başladı.
Her ikisinin de manşetinde aynı motto yer alıyordu: “Herkese Eşit Hak!”
Bu hedefe ulaşmak işçiler için burjuvalardan çok daha uzun sürdü. Arbeiter-Zeitung kısa sürede tarihe karıştı, Die Presse ise devrim yılını [1848] atlatmayı başardı.
Genç bir dâhi olan Marx o dönemde Viyana’daydı; ne kadar kaldığı tam bilinmiyor.
Konferanslar verdi, devrimin sol kanadında aktif rol aldı.
Ekim 1861’de gazetenin genel yayın yönetmeni Max Friedländer, Londra’daki Marx’a bir mektup gönderdi; komünist hareketin önderini gazetenin muhabiri olarak işe aldı.
Friedländer uzun süredir Marx’la temas kurmaya çalışıyordu, Neue Rheinische Zeitung’un eski genel yayın yönetmeni olarak Marx’ın gazetecilik yazılarını tanıyor, makalelerinin edebî gücünü takdir ediyordu.
İsimsiz Muhabir
Yine de çizgi meselesi hassastı.
Zira Die Presse’nin okurları, Marx’ın nefret ettiği bir sınıfa, yani liberal burjuvaziye aitti.
Londra’daki sürgün Marx, günlerini British Museum’un okuma salonunda geçiriyor, ama paraya da şiddetle ihtiyaç duyuyordu. Bu döneme ait parasızlık mektupları hâlâ bilinir.
Yine de yalnızca para uğruna ideallerine ters düşen bir gazetede yazmak onun için zordu.
Bu yüzden sık sık gazetenin “iyi niyetini” kanıtlamasını isterdi.
Friedländer’in de Viyana’da kendi sorunları vardı. Gazetenin sahibi August Zang, Marx’tan bir deneme yazısı talep ediyordu – bu, Marx için bir aşağılanmaydı.
Sonunda dönemin sıkça başvurulan bir çözüm bulundu: Marx’ın 1861 Ekim ile 1862 Aralık arasında Die Presse’de yayımladığı 52 makalenin hiçbiri imzasıyla çıkmadı.
Gazete onu sadece “ünlü bir Alman yazar” olarak tanıttı.
Burjuva Okur Kitlesine Dikkat
Marx ne hakkında yazdı?
Özellikle Amerikan İç Savaşı, Britanya’nın rolü, İngiliz basınının yoz alışkanlıkları ve İngiltere’deki işçi örgütlenmeleri üzerine kalem oynattı.
Yazılarında, sıradan bir burjuvanın değil, diyalektik düşünen bir devrimcinin kalemi hissediliyordu.
Friedländer, “her zaman Avusturya burjuvazisinden oluşan okur kitlesine dikkat edilmesi gerektiğini” hatırlatıyor, Marx’ın kültür sayfasına yazmasının daha uygun olacağını söylüyordu – zira bu alan politik açıdan daha az tehlikeliydi.
Muhabirlik Marx için de kolay değildi. Yayımlanmayan yazılar birkaç gün sonra kayboluyor, arşive değil doğrudan çöpe gidiyordu.
1861–1862 yıllarında birçok düşüncesi bu şekilde yok oldu.
Marx’ın Die Presse’de yazdığı birçok yazı yayımlanmamış ve kaybolmuş. Yani orijinal kaynaklar eksikti.
Bu yüzden, yıllar sonra Marx’ın fikirlerini ve yazılarını inceleyen kişiler [yorumcular, biyografi yazarları, tarihçiler] için tam anlamıyla bir “kâbus” ortaya çıkmıştı: Çünkü eksik ve dağınık bilgilerle onun düşüncelerini doğru bir şekilde bir araya getirmek çok zor olmuştu.
Marx içinse bu doğrudan ekonomik bir kriz anlamına geliyordu; çünkü fark etti ki, Die Presse “süt veren bir inek değilmiş.”
Aylık yalnızca 30 pound kazanabiliyordu: “Çünkü Presse’nin o pire herifleri bazı yazılarımı basmıyor […] Hepsi eşek,” diye yazacaktı.
Marx fiziksel olarak 1883’te öldü
O dönemde Die Presse, artık Neue Freie Presse adını almıştı.
Gazete, birinci sayfada üç sütunluk bir ölüm ilanı yayımladı – ama “Karl Marx’ın” bir zamanlar kendi muhabiri olduğunu hiç anmadı.
Bu, bilinçli bir unutkanlık mıydı?
Yoksa, tıpkı British Museum’un okuma salonu bekçisinin yıllar sonra “O isimde çok çalışan bir adam vardı, ama sonra ondan bir daha haber alınmadı” demesi gibi, redaksiyonun hafızasından da mı silinmişti?
→ Karl Marx [1818–1883], Alman filozof, ekonomist ve sosyal teorisyendir. Kapitalizm, toplumsal eşitsizlik ve sınıf mücadelesi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Felsefesi, diyalektik materyalizm anlayışına dayanır; bu yaklaşım tarih ve toplumun, ekonomik temellerin belirlediği çelişkiler ve mücadeleler yoluyla geliştiğini savunur. Marx’ın başlıca eserleri “Komünist Manifesto” ve “Das Kapital”dir ve fikirleri modern sosyalizm ile komünizmin temelini oluşturmuştur.| DerVirgül
Kaynak:
2011 yılı, Günther Haller/Die Presse makalesi…/ 2024 yılı, “Kapital’i Okumak” Der Virgül makalesi/ 2020 yılı, “Avusturya Medyasını Tanıyor muyuz?” Der Virgül makalesi…/ Die Presse gazetesi.