“Türkiye’nin Kıymetini Bilin” Diyen Gurbetçiye | Türkiye’nin Kıymeti Nasıl Bilinir?

“Türkiye’nin Kıymetini Bilin” Diyen Gurbetçiye | Türkiye’nin Kıymeti Nasıl Bilinir?

| Adem Hüyük

Her yaz, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan milyonlarca Türkiye kökenli göçmen, yani “gurbetçiler”, tatillerini geçirmek üzere Türkiye’ye akın ediyor. Bu yolculuklar kara, hava ve deniz yoluyla gerçekleşiyor. TÜİK verilerine göre, yurtdışında ikamet eden Türk vatandaşlarının Türkiye’ye gelişlerinde kişi başı harcama ortalaması 1.200–1.800 USD arasında. Bu da bugünkü kurla yaklaşık 1.100–1.650 Euro’ya tekabül ediyor.

Yine TÜİK ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre, gurbetçilerin Türkiye’ye getirdiği yıllık döviz miktarı 11 milyar Euro’yu aşmakta.

Neden Gündemden Düşmüyorlar?

Ekonomik açıdan ülke için önemli bir kaynak olan gurbetçiler, her yaz mevsiminde yine de çeşitli tartışmaların odağı haline geliyor. Özellikle otomobilleriyle Avrupa’dan Türkiye’ye gelen gurbetçiler üzerinden yürütülen suni tartışmalar, çoğu zaman kutuplaştırıcı ve yorucu bir hal alıyor.

Türkiye’yi Özlememek Mümkün mü?

Hiçbir gurbetçi kamuya açık bir alanda “Türkiye’yi özlemedim” demez, diyemez. Bunu dile getirmek, kendisini vatana ihanet etmiş gibi hissettirebilir. Ancak Türkiye’de tatilini uzatan birçok gurbetçi, yaşadığı ülkeyi özlemektedir. Çünkü günlük alışkanlıkları ve yaşam tarzları yaşadıkları Avrupa ülkelerine göre şekillenmiştir. Bu yüzden Türkiye’nin pratik yaşamına uyum sağlamakta zorlananlar “gurbetçi” etiketiyle ötekileştirilmektedir.

Mikrofonlar Üzerinden Siyasi Kampanyalar

Röportaj yapılan gurbetçilerin beyanları, çoğu zaman siyasi propaganda malzemesine dönüşüyor. Sosyal medyada ya da geleneksel basında röportaj yapanların bir kısmı hükümet yanlısı, bir kısmı ise muhalefet destekçisi. Ortak noktaları ise röportajlarda “gerçeklikten” çok, destekledikleri tarafı ön plana çıkarma çabası.

Bir Haber Ajansı’nın Kapıkule’de evlerine dönen gurbetçilerle yaptığı bir röportajda, son model aracında oturan bir gurbetçi şöyle diyor:

“Türkiye’nin kıymetini bilin diyeceğim ama yine bilmeyeceksiniz. Siz bakmayın sürdüğümüz otomobillere; Türkiye’de yaşasaydım bir Doğan marka araca binerdim, sonuçta ikisi de ayağımızı yerden kesiyor.”

Bu tür ifadeler, sadece nostaljik ya da kişisel görüşler değil, aynı zamanda siyasi mesajlar içermekte. “Türkiye’nin kıymetini bilin” cümlesi “mevcut iktidarın kıymetini bilin” şeklinde okunuyor. Çünkü mevcut siyasi ortamda hükümeti eleştirmek, doğrudan “devleti” ya da “ülkeyi” eleştirmekle eşdeğer görülüyor.

Karşı Tarafta da Aynı Sorun

Muhalif gazeteciler ve sosyal medya içerik üreticileri ise bu tarz ifadeleri dile getiren gurbetçilere karşı adeta provokatif bir tavır sergiliyor. Bir gurbetçinin görüşünden yola çıkarak tüm gurbetçileri aşağılayan yorumlar, en az karşı taraf kadar ayrımcı ve dışlayıcı.

“Avrupa Türkiye’den kat kat üstün” diyen gurbetçilere ise “bizden biri” muamelesi yapılarak sorular yöneltiliyor. Gerçekte ise her iki taraf da mikrofonlara gerçek düşüncelerini değil, siyasi inançlarının etkisiyle şekillenmiş söylemleri aktarıyor.

Mikrofon Yarışı Yerine Tatil

Gurbetçilerin büyük çoğunluğu tatillerini sessiz sedasız geçirip memleketlerinden dinlenmiş bir şekilde dönmek isterken, sosyal medyada gündem olan bazı kişilerin mikrofonlara verdikleri akıl dışı açıklamalar, tüm gurbetçileri hedef tahtasına koyuyor.

Röportajlar özellikle taraflı hesaplar ve medya organları tarafından seçilerek servis ediliyor; böylece izlenme ve paylaşım oranları üzerinden prim yapılıyor.

Sorun Seçme Hakkı mı?

Türkiye’de gurbetçilere yönelik artan tepkinin, yurt dışındaki Türk vatandaşlarına oy hakkı verilmesinden sonra daha görünür hale geldiği bir gerçek. Yaşamadıkları bir ülkenin siyasi kaderi üzerinde söz sahibi olan gurbetçiler, bu hak üzerinden sıkça dışlanıyor. Ancak bu durum, dışlayan tarafı haklı kılmıyor.

Muhalefetin, siyasi alandaki yetersizliğinin acısını gurbetçilerden çıkarması ya da hükümet yanlısı kesimin gurbetçiler üzerinden meşruiyet arayışı da doğru değil.

Gerçek şu ki, mikrofonlara konuşanlar Türkiye gerçekliğini yansıtmıyor. Onlar, iktidarın ya da muhalefetin partizan tutarsızlıklarının taşıyıcısı konumundalar.

Son olarak sormak gerek:

Hangi mantık Almanya ile Türkiye’yi ekonomik olarak kıyaslayıp, “Türkiye daha güçlü” diyebilir? | ©DerVirgül

A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.