Unutulmak İstemeyen Bir Yazar | Adem Hüyük

Unutulmak İstemeyen Bir Yazar |  Adem Hüyük

| Sevil Karakuş / Öğretim üyesi / akademisyen

Adem Hüyük adı, Viyana’nın taş sokaklarında yürüyen, ama bir yandan da Türkiye’den taşınan bütün göç hikâyelerinin sessiz izlerini sayfalara işleyen bir adamın adı. O, bir gazeteci değil, akademisyen hiç değil, ama bazen bir haberci kadar dikkatli, bazen bir sosyolog kadar derinlikli, bazen bir edebiyatçı kadar incelikli yazdı.

Yıllarını, göçmenlerin görünmez yaşamlarını görünür kılmaya, topluma karışamayan sesleri duyulur hale getirmeye adadı. Yazılarında ne bir ajitasyon vardı ne de bir gösteriş; sadece sakin bir tanıklık, dikkatli bir dil ve hep içeriden bir gözlem…

Ama Hüyük’ün hikâyesi sadece yazdıklarıyla değil, sustuklarıyla da yazıldı.

“Bir gün beynin seni unutursa, yazdıkların seni hatırlatır mı?”

2025 yılının başında geçirdiği beyin kanaması, onun için yalnızca tıbbi bir kriz değil, aynı zamanda varoluşsal bir dönemeç oldu. Hafızasının sınırlarıyla tanıştı. Kimi günler kelimeler akmıyor, eski sokaklar yabancılaşıyor, cümleler başsız kalıyordu.

Ve işte o noktada Adem Hüyük, yazıya bir kez daha tutundu.

Unutkanlıkla barışmaya çalışmadı. Onunla mücadele de etmedi. Yazmayı bir tür hatırlama pratiği, yazdıklarını da kendi hafızasının dışına taşmış yedek dosyalar gibi gördü. O artık sadece toplum için değil, kendisi için de yazıyordu. Her cümle bir iz, her yazı bir geri dönüş umuduydu.

Medyanın değil, sokakların yazarı

Kurier ve Die Presse gibi Avusturya’nın köklü gazeteleri onunla röportaj yapmak istediğinde, şaşırdı. Çünkü Adem Hüyük hiçbir zaman görünür olmayı hedeflemedi. O, tanınmak için değil, tanıklık için yazıyordu. Ama demek ki sessiz kalem de bir gün yankı bulabiliyordu.

Verdiği röportajlarda “göçmen yazar” etiketini reddetmedi ama sınırlarını zorladı. Çünkü ona göre mesele göçmen olmak değil, dışarıda bırakılanı kim yazacak sorusuydu.

Akademisyenler Onu Arıyor

Bugün Türkiye’den gelen pek çok yüksek lisans öğrencisi, göç ve kent çalışmaları için Avusturya’ya geldiğinde onunla görüşmek istiyor. Adem Hüyük, artık sadece bir yazar değil, bir saha tanığı. Kitaplara geçmeyen gözlemleri, istatistiklerde yer almayan detayları, yıllar içinde hafızasında biriktirdikleriyle genç araştırmacıların en çok başvurduğu isimlerden biri hâline geldi.

Ama o, hâlâ aynı mütevazılıkla karşılıyor herkesi:
“Ben sadece gördüğümü yazdım,” diyor.
“Unutulmasın diye…”

“Adem Hüyük unutulmak istemiyor.”

Bu cümle, onun sessiz manifestosu. Ne ödül bekledi ne takdir, ne çağrıldıkları panellere önem verdi. Ama unutulmak istemedi. Çünkü unutulmak, yok sayılmaktan da ağır bir şeydi.

O yüzden hâlâ yazıyor.

Virgül koyup devam ediyor. Nokta koymuyor. |© DerVirgül

Yayınlama: 21.06.2025
Düzenleme: 21.06.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.