Planlanan başörtüsü yasağına tepkiler artıyor | Ayrımcı ve anayasaya aykırı

Avusturya siyah-kırmızı-pembe koalisyon hükümeti, sekizinci sınıfa kadar olan kız öğrenciler için başörtüsü yasağı getirmeyi planlıyor. Uyum Bakanı Claudia Plakolm [ÖVP], söz konusu yasa tasarısının, 2019’da siyah-mavi hükümet döneminde kabul edilen ve 2020’de Anayasa Mahkemesi [VfGH] tarafından iptal edilen yasadan farklı olarak, bu kez anayasaya uygun olacağını savundu. Ancak tasarıya ilişkin görüş bildiren kurumlar arasında Adalet Bakanlığı da dahil olmak üzere birçok yerden ciddi hukuki çekinceler geldi. Sivil toplum kuruluşları [STK’lar] ise genç Müslüman kızlara yönelik ayrımcılığın artmasından endişe ediyor.

2020’deki yasa iptal edilmişti
Anayasa Mahkemesi, 2020’de Sebastian Kurz liderliğindeki ÖVP-FPÖ hükümetinin ilkokullarda başörtüsünü yasaklayan düzenlemesini iptal etmişti. Mahkeme, yasanın yalnızca Müslümanları hedef aldığı ve devletin dini tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu gerekçesini belirtmişti. Yeni yasa tasarısı, o dönemde dile getirilen bu endişeleri dikkate aldığını iddia etse de, birçok hukukçu tasarının yine eşitlik ilkesine takılacağını öngörüyor.

Yine tek bir sembole odaklanılıyor
Yeni düzenleme de yalnızca İslami başörtüsünü hedef alıyor. Yasak, “namus kültürüne dayalı bir davranış zorunluluğunun ifadesi” olarak tanımlansa da, Adalet Bakanlığı’na göre bu kavramın ne yasal metinde ne de açıklamalarda net bir tanımı bulunuyor. Bu da uygulamada cezalandırmayı zorlaştıracak. Ayrıca yasağın gerekçesi de yetersiz; örneğin kaç öğrencinin etkileneceğine dair somut veri bulunmuyor.

Avusturya Barolar Birliği [ÖRAK], birçok STK ve dini topluluk gibi, tasarıda ciddi hukuki eksikler olduğunu belirtti. ÖRAK’a göre, 2020’de iptal edilen yasa ile aynı “temel hak ihlalleri” mevcut ve mevcut yasa “ampirik olarak hiçbir şekilde gerekçelendirilmemiş.” Yasağın nerelerde geçerli olacağı da belirsiz: sadece ders sırasında mı, okul sahasında mı, yoksa okul etkinlikleri ve okul yolu dahil mi — bu belirsizlik cezai yaptırımı zorlaştırıyor.

Din özgürlüğü ve ebeveyn hakları ihlali
Gleichbehandlungsanwaltschaft [GAW] ve bazı hukukçular, yasağın sekizinci sınıfa kadar uygulanmasının 14 yaşından büyük öğrenciler için din özgürlüğüne aykırı olduğunu savunuyor. Çünkü Avusturya’da gençler 14 yaşından itibaren “dinî olgunluk” hakkına sahip. Ayrıca yasa, ebeveynlerin kontrol edemeyeceği bir davranıştan dolayı onların cezalandırılmasına yol açabilir.

ÖVP ve SPÖ’den anayasal çoğunluk çağrısı
SPÖ Burgenland, yasağın mutlaka yürürlüğe girmesini isterken, olası bir iptal durumunda yasağın anayasal statüye kavuşturulması için parlamentoda üçte iki çoğunlukla kabul edilmesini talep etti. ÖVP ise bu öneriyi bir adım öteye taşıyarak yasağın doğrudan anayasa düzeyinde çıkarılmasını istedi. ÖVP’li milletvekili Ernst Gödl, “Özgürlük ilkesini parti çizgilerinin üstüne koyan güçlü bir sinyal vermek istiyoruz” dedi.

IGGÖ: Devletin tarafsızlığına aykırı
Avusturya İslam Cemaati [IGGÖ], yasa tasarısının “din özgürlüğü, eşitlik ilkesi ve ebeveynlerin dini eğitim hakkıyla açık çelişki içinde” olduğunu açıkladı. IGGÖ’ye göre yasa, belirli bir nüfus grubunu hedef alıyor ve başörtüsü takan öğrencileri fiilen eğitimden dışlayabilir.

Katolik Piskoposlar Konferansı, kız çocuklarının başörtüsü takmaya zorlanmasına karşı olduğunu ancak yasağın da yanlış bir adım olacağını belirtti. Kiliseye göre yasak, kızların evde eğitim almasına ve toplumdan izole olmasına yol açabilir. Evanjelik Kilisesi, yasa tasarısını “sembolik bir siyaset aracı” olarak nitelendirdi. Serbest Kiliseler Konseyi de düzenlemeyi “tek taraflı ayrımcılık” olarak tanımladı.

STK’lar: Yasak özgürlük değil, damgalama getirir
Yasanın “kız çocuklarının özgüvenini ve eşitliğini güçlendirme” amacını birçok kurum olumlu karşılasa da, yöntem sert eleştiriliyor. Avusturya Belediyeler Birliği’ne göre yasak, bazı geleneksel ailelerde kız çocuklarının tamamen okuldan çekilmesine neden olabilir. Katolik Kadın Hareketi [kfbö] ise yasağın, kızların kendi bedenleri ve kimlikleri üzerindeki karar hakkını kısıtladığını savundu.

Amnesty International [AI] ve Federal Gençlik Temsilciliği [BJV] de hükümetin “kızların başörtüsü takmaya zorlandığı” varsayımını eleştirdi. AI’ya göre bu yaklaşım, Müslüman kadınların öz iradesini reddediyor ve başörtüsü yasağı İslam karşıtlığını daha da körükleyebilir. GAW, 2019’daki ilk yasak döneminde bu yönde olumsuz toplumsal etkiler yaşandığını hatırlattı.

Psikologlar ve öğretmenlerden destek
Öte yandan Avusturya Psikologlar Birliği [BÖP], yasağı “özgür ve bağımsız gelişim için bir katkı” olarak değerlendirdi. Devletin eşitlik ve çocuk esenliğini koruma görevi olduğunu belirten birlik, bunun bazen ebeveynlerin dini veya kültürel eğitim haklarıyla çatışabileceğini ifade etti.

ÖVP’ye yakın Hristiyan Sendikacılar Fraksiyonu [FCG] tarafından temsil edilen ilkokul öğretmenleri sendikası da yasağın “öğrencilerin öz karar hakkını güçlendirme hedefini” olumlu buldu. Ancak okulların bu düzenleme nedeniyle “ek yük” altında kalmaması gerektiğini vurguladı. SPÖ’ye yakın öğretmenler ise yasayı “konuyu tamamen ıskalayan” bir hamle olarak nitelendirdi ve eğitimdeki asıl sorunların göz ardı edildiğini belirtti.| ©DerVirgül

Yayınlama: 23.10.2025
Düzenleme: 23.10.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.