“Sosyal yardımı yalnızca Avusturya vatandaşlarına vereceğiz!”
| Adem Hüyük
Avusturya’da 29 Eylül 2024 tarihinde yapılacak olan genel seçimler kapsamında siyasi partilerin yürüttüğü seçim kampanyasında söylemler marjinalleşmeye başladı.
Avusturya Özgürlük Partisi [FPÖ] Genel Başkanı Herbert Kickl tarafında yapılan bir seçim propagandası afişinde, “sosyal yardımların yalnızca Avusturya vatandaşlarına ödenmesinden yanayım” ifadesi, ülkede bir ömür çalışmış göçmenleri yok saymak olarak değerlendirildi.
FPÖ, 2017 seçimleri sonrasında ÖVP-FPÖ hükümetinin koalisyon ortağı olmuş ve göçmenlerin vatandaşlık alımlarına dair kanunlarda katı değişiklikler yapmıştır. Bir yandan vatandaşlık alımlarını zorlaştırarak, diğer yandan Avusturya vatandaşı olmayanları “sosyal yardımlardan” mahrum bırakacak adımlar atmak, ırkçılıktan da öteye varan tam bir siyasi ahlaksızlıktır.
“Benim için sosyal adalet Avusturyalılar için en önemli önceliktir” diyen FPÖ lideri Herbert Kickl, Avusturyalılar olarak tanımladığı topluluğun net bir tarifi bilinmemektedir.
“Avusturya değerleri”, “Öncü kültür” gibi soyut söylemler kullanan Avusturyalı siyasi partiler, bu söylemlerin toplumsal yaşamdaki karşılığını açıklayamadıkları gibi, etnik bir milliyetçiliğe bürünmeleri, Avusturya’nın kültürel olarak farklı bileşenlerinden oluşan eyalet halkına da hesap verememişlerdir.
Kickl, “Benim için her çalışan vatandaşa ve her emekliye, uzun çalışma hayatlarının ardından sosyal sistemimiz tarafından daha fazla öncelik verilmesi gerekiyor” dediği seçim propagandasında, işsizlik ödeneği gibi sosyal hakların, sosyal hak olmaktan ziyade çalışmaya zorlayan bir dayatma olarak uygulanmasını savunduğu gerçeğinin ipuçlarının ifadesidir.
ÖVP ve SPÖ’ye ithafen; yıllardır dünyanın her yerinden insanlar için gerçek bir süt ve bal diyarı yarattılar diyen FPÖ lideri Herbert Kickl, “Tüm dünyaya yayılan bu çekim nedeniyle, giderek daha fazla insan bize geliyor; özellikle de bu cömert sosyal yardımlar nedeniyle” diyor.
Şöyle devam ediyor: “Bunun uzun vadede ülkemiz ve insanlarımız için iyi sonuçlanmayacağını anlamak için çok fazla matematik yapmanıza gerek yok.”
FPÖ ve liderleri her dönem göçmen emekçilere karşı çıkmıştır. Ancak muhalefette buna karşı çıkmanın bedelini, 2017 ve 2018 seçimlerinde koalisyon ortağı olarak hükümette yer aldığı sürece, Avusturya’da “kıtlık meslek” olarak nitelenen kalifiyeli işçi alımına onay vermiştir-vermek zorunda kalmıştır. Zira, FPÖ’nün “mirasçı milliyetçilik” demagojisini yürütebilmesi için ülkenin güçlü bir ekonomiye sahip olması gerekmektedir. Bunun içinde çalışan gerekir. Çalışan genç nüfus ise Avusturya’da mevcut değildir.
FPÖ’yü bir paradoks içine sokan emek gücü ve yabancı düşmanlığı, pratik hayatta çok farklı işliyor ve ihtiyaç duyulan emek gücü yurt dışından talep ediliyor.
Bu nedenle FPÖ, Avusturya şartlarına uygun siyaset üretmeyen, geçici popülist söylemlerle yükselen ancak, iktidar kudreti olmayan bir parti olarak görüyorum.
FPÖ, dün Türkiye göçmenlerini hedef alarak Sırp göçmenleri yanına çekmiş, bugün Suriyeli ve Afganları hedef alırken, Türkiye göçmenlerini saflarına katmaya çalışıyor. | ©DerVirgül