Gençler siber zorbalıktan nasıl korunur?

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), gençlere ‘siber zorbalık’la mücadelede destek olacak bir kılavuz yayımladı.

Gençler siber zorbalıktan nasıl korunur?

UNICEF öncülüğünde oluşturulan ve uluslararası siber zorbalık ile çocuk koruma uzmanlarının yanı sıra Facebook, Twitter ve Instagram’ın da içinde bulunduğu bir ekip, gençlerin siber zorbalık hakkında sorularını yanıtladı.

UNICEF siber zorbalığı (Cyberbullying) dijital teknolojiler kullanılarak yapılan zorbalık olarak tanımlıyor.

Uzmanlara göre bu tür eylemler sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında görülüyor.

Hedef seçilen kişileri korkutmaya, kızdırmaya ya da utandırmaya yönelik tekrarlanan davranışlar, siber zorbalık olarak adlandırılıyor.

Yüz yüze zorbalık ve siber zorbalık çoğu kez birlikte gerçekleşir.

Ancak siber zorbalık geride dijital iz bırakır; bu da aslında istismarın durdurulmasını sağlayacak yararlı ip uçları temin edebilir

Siber zorbalık kategorisinde değerlendirilebilecek davranışlar için UNICEF 11 Şubat Güvenli İnternet Günü için hazırladığı çalışmada şu örnekleri veriyor:

Sosyal medyada bir kişi hakkında yalanlar yaymak ya da utandırıcı fotoğraflar yayınlamak;

Mesajlaşma platformlarından incitici mesajlar ya da tehditler yollamak;

Başka birinin kimliğiyle başkalarına kötü mesajlar göndermek.

Çevrim içi şakayla zorbalık arasındaki fark nasıl anlaşılır?

İnternet’te eğlence ve incitme amaçlı davranışları ayırt etmenin güç olduğunu belirten uzmanlar, gençlere “Kendinizi incinmiş hissediyorsanız ve başkalarının sizinle birlikte gülmek yerine size güldüğünü düşünüyorsanız o zaman şaka fazla ileri gitmiş demektir.

Söz konusu kişiye artık durmasını söyledikten sonra bile şaka devam ediyorsa ve bu konuda hala üzüntü duyuyorsanız yapılan iş zorbalık sayılabilir” yanıtı veriyor.

Gençlerin kendini kötü hissetmesi ve olayın sona ermemesi durumunda yardıma başvurabileceğini belirten ekip, “Siber zorbalığın durdurulması yalnızca zorbalık edenleri ihbar etmekle sınırlı kalan bir iş değildir; aynı zamanda herkesin çevrim içi ve gerçek hayatta saygıyı hak ettiğini kabul etmekle ilgilidir” ifadelerini kullanıyor.

Siber zorbalık neye yol açar?
Siber zorbalığın maruz kalan üzerinde bıraktığı etkileri UNICEF üç kategoride sınıflandırıyor:

Ruhsal: kızgınlık, Mahcubiyet, aptal yerine konma hissi, hatta öfke;

Duygusal: Utanç hissi ya da sevilen şeylere karşı ilgi kaybı;

Fiziksel: Yorgunluk (uyuyamama) ya da karın ağrısı ve baş ağrısı gibi semptomlar yaşamak.

“Komik duruma düşme ya da başkaları tarafından rahatsız edilme endişesi insanları sorunu dillendirmekten ya da çözmeye çalışmaktan alıkoyabilir” diyen uzmanlar, siber zorbalığın bazı durumlarda insanları intihara bile sürükleyebileceğini söylüyor.

Ancak bu sorunların aşılması ve zorbalığa maruz kalan insanların yeniden öz güvenlerine ve sağlığına kavuşması mümkün.

Siber zorbalığa maruz kalırsam kime bildirmeliyim?

UNICEF gençlere, siber zorbalığa maruz kalmaları durumunda ilk iş olarak anne-baba, aileden yakın bir kişi ya da güvendikleri başka bir yetişkinden yardım almalarını öneriyor.

Bu kişi, okuldaki bir danışman ya da güvenilen bir öğretmen de olabilir.

Çevrelerindeki tanıdıklarıyla konuşmaktan rahatsızlık duyacaklar içinse profesyonel bir danışmanla iletişime geçmeleri öneriliyor.

UNICEF Türkiye’deki gençlerin Gençlik Destek Hattı’na başvurabileceklerini hatırlatıyor.

Sosyal medya şirketlerinin, kullanıcılarını güvende tutma yükümlülükleri vardır

Bunun dışında sosyal platformlarda güvenliğin sağlanması için zorbalık yapan kişinin engellenebileceği ya da platforma bildirilebileceği belirtiliyor.

UNICEF ayrıca neler olup bittiğini ortaya koymak için mesajlar ve sosyal medya paylaşımlarının fotoğrafları gibi kanıtların toplamanın yararlı olabileceğini söylüyor.

Uzmanlar, eğer durum ciddi ve tehlike yakınsa bu durumda polise ya da başka acil hizmetlere başvurulmasını öneriyor.

Kişisel bilgilerimin siber zorbalık için kullanılmasını nasıl önlerim?

Çevrimiçi herhangi bir paylaşımda bulunmadan önce iki kez düşünün – o paylaşım hep orada kalabilir ve daha sonra sizin zararınıza kullanılabilir

UNICEF gençlere sosyal medya platformlarında adres, telefon numarası ya da okul adı gibi kişisel bilgilerini paylaşmamalarını tavsiye ediyor.

Kullanıcıların sosyal medya uygulamalarının gizlilik ayarlarını düzenleyebileceklerini hatırlatan UNICEF ekibi, bazı belli başlı önlemleri sıralıyor:

“Hesabınızın gizlilik ayarlarında düzenlemeler yaparak profilinizi kimlerin görebileceğine, kimlerin size doğrudan mesaj iletebileceğine ya da paylaşımlarınıza yorum yapabileceğine karar verebilirsiniz.
İncitici yorumlar, mesajlar ve fotoğraflara ilişkin bildirimlerde bulunup bunların kaldırılmasını isteyebilirsiniz.

‘Arkadaşlıktan çıkarmanın’ ötesinde başkalarının sizin profilinizi görmesini ya da sizinle temas etmesini tamamen önleyebilirsiniz.

Belirli kişilerin yorumlarını, onları tamamen engellemeden yalnızca kendilerine görünmesini sağlayabilirsiniz.

Profilinizdeki gönderileri silebilir ya da bunları belirli kişilerden gizleyebilirsiniz.

En sevdiğiniz sosyal medya platformlarının çoğunda engelleme ya da sınırlama yaptığınızda, veya bildirimde bulunduğunuzda başkalarına bilgi gitmez.”

Siber zorbalığın cezası nedir?

Çoğu okulun zorbalığa karşı harekete geçtiğini belirten UNICEF, siber zorbalığa tanıklık edilmesi durumunda okul gibi en yakın yetkili kuruluşa bildirilmesi gerektiğini söylüyor.

Herhangi bir şiddet biçiminin, buna zorbalık ve siber zorbalık da dâhil olmak üzere, mağduru olan kişilerin adalete erişim ve failden hesap sorma hakları vardır

UNICEF, “Siber zorbalıkla ilgili özel yasal düzenlemelerin bulunduğu ülkelerde kasıtlı olarak ciddi duygusal sıkıntı yaratan çevrim içi davranışlar suç teşkil eden fiiller olarak görülür” ifadelerini kullanıyor.

Bu kapsamda siber zorbalık mağdurları koruma talep edebilir, belirli kişilerin iletişime geçmesini yasaklatabilir ya da siber zorbalık yapanın elektronik araç kullanımının sınırlandırılmasını sağlayabilir.

Bununla birlikte UNICEF, her ülkede siber zorbalığa ilişkin yasaların henüz mevcut olmadığını belirtiyor.

Yasal düzenlemesi olmayan ülkeler, ilgili diğer yasalara, örneğin tacizle ilgili yasal düzenlemelere başvurabilir.

Ebeveynler çocuklarını İnternet’te nasıl koruyabilir?

Facebook güvenlik ekibi, yayımladığı eğtici Güvenli İnternet Günü kapsamında ailelere çocuklarını çevrim içi ortamda korumak için 6 kolay ipucu verdi:

Çocuğunuz sosyal medyaya girmeden önce onunla teknoloji ve platformlar hakkında konuşun;

Yaş sınırlamasına dikkat edin. Yerel yasalara göre değişir ancak Facebook ya da Instagram hesabı açmaları için en az 13 yaşında olmaları gerekir.

Çevrim dışı ortamlarda geçerli olan kurallar çevrim içi ortamlarda da geçerli, bunu öğretin.

Örneğin sokakta yabancılara karşı dikkatli olmaları uyarısının sosyal medyada da geçerli olduğunu söyleyin.

Sosyal medyada herkese empati ve saygıyla yaklaşılmalı

Kullandığı ve sevdiği uygulamaları size de öğretmesini isteyin.

Bu size güvenlik ve gizlilikle ilgili de konuşma fırsatı verir.

İnternet’te geçirdikleri zamanı planlamada onlara yardımcı olun.

Bu konuda onlara rol model olun.

Eğer sosyal medya ya da İnternet’te geçirecekleri zamanı kısıtlıyorsanız, kendiniz de aynı kurallara uyun.

Canlarını sıkan bir paylaşım gördüklerinde bunu bildirmelerini söyleyin.

Instagram ve Facebook’ta taciz ve şiddet gibi sorunları bildirme imkanları olduğunu öğretin./Euronews

Yayınlama: 17.02.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.