Avrupa Birliği’ne Türkiye üzerinden düzensiz göç nasıl azaldı?

Avrupa Birliği’ne Türkiye üzerinden düzensiz göç nasıl azaldı?

İtalya Başbakanı Meloni düzensiz göçün azalması nedeniyle Türkiye’ye teşekkür etti. Peki bu nasıl gerçekleşti? DW Türkçe Frontex yetkilileri ile konuştu.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Türkiye ile hükümetler arası zirvedeki basın toplantısında son dönemde AB’ye Türkiye’den kaynaklı düzensiz göçün sıfıra indiğini söyledi.

Avrupa Birliği’nin (AB) sınırlarını korumakla yükümlü olan Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı (Frontex) verileri de Meloni’nin dediklerini doğruluyor.

AB Dönem Başkanı Polonya’nın başkenti Varşova’da faaliyet gösteren Frontex genel merkezinde DW Türkçe’nin de aralarında olduğu bir grup Türk gazeteciyi ağırlayan Ajans yetkilileri, Türkiye ile en zor zamanlarda bile operasyon kanallarını açık tutmaya özen gösterdiklerini belirtiyor ve son yıllarda düzensiz göçün daha çok Türkiye değil Afrika üzerinden gelmeye başladığını belirtiyor.

Peki daha önce yüksek oranda görülen AB ülkelerine Türkiye üzerinden düzensiz ya da yasa dışı göç nasıl engellendi?

AB, Türkiye ile Frontex arasında “statü anlaşması” istiyor

AB, iş birliği içinde olduğu üye olmayan komşu ülkelerle imzaladığı statü anlaşmasını önümüzdeki dönem için Türkiye ile de imzalamak istiyor.

Türkiye ile görüşmelerin halen sürdüğü bu anlaşmaya Ankara “evet” derse Frontex, Türkiye’nin veri tabanlarına girebilecek ve Frontex güvenlik birimleri Türkiye’de havaalanı gibi bölgelerde görev yapabilecek.

Frontex yetkilileri anlaşmayı kendilerinin müzakere etmediğini, bunun Brüksel tarafından yapıldığını belirterek son duruma dair net bir bilgi vermiyor. Ancak Türkiye’ye verdikleri önemin bir göstergesi olarak 2015 yılında Ankara’da bir irtibat ofisi açılmasını gösteriyorlar.

Edinilen bilgiye göre bu ofiste ilk atandığı tarihten itibaren aynı kişi çalışıyor ve şu anda bayrağı yeni irtibat temsilcisine devretmek üzere.

Şu anda Türkiye ile AB arasında bir statü anlaşması olmamasına karşılık 18 Mart 2016 tarihinde imzalanan Mülteci Mutabakatı kapsamında Frontex ile dolaylı olarak iş birliği yapılıyor. Bu mutabakat genel olarak düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye geri kabulünü ve sınır güvenliği konularında koordinasyonu içeriyor.

Mutabakat çerçevesinde Ege Denizi’nde Türk Sahil Güvenlik birimleri ile Frontex arasında halen bilgi paylaşımı ve zaman zaman ortak devriyeler yapılıyor.

Ankara ne düşünüyor?
Edinilen bilgiye göre Ankara kapsamlı bir statü anlaşmasına karşı mesafeli ve temkinli bir tutum izliyor.

Frontex personelinin Türkiye topraklarında operasyonel yetkilerle donatılmış şekilde görev yapmasını da içeren statü anlaşması egemenlik haklarının ihlali olarak değerlendirildiği için hassas bir konu olarak görülüyor.

Bunun yanı sıra Frontex personelinin dokunulmazlıklara sahip olması ve veri tabanlarına ulaşabilecek olmaları da Ankara için diğer düşündürücü konular.

Bu arada her ne kadar üyelik için gerekli kriterleri tamamlamayan taraf Türkiye olsa da bazı beklentilerinin karşılanmaması bu tür bir ileri angajmana girilmesinin önündeki bir başka engel. Türkiye’nin AB’den vize serbestisi ya da kolaylığı, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi konularda beklentileri bulunuyor.

Bu gibi nedenlerden ötürü Türkiye, Frontex ile statü anlaşması imzalamak yerine kendi sınır güvenliği kapasitesini güçlendirmeyi tercih ediyor.

AB’nin Türkiye ile de imzalamak istediği Frontex Statü Anlaşması kapsamı ne?

Bu belge, Frontex ile AB üyesi olmayan ülkeler arasında imzalanan ikili bir anlaşma. Frontex’in sınır yönetimi ve düzensiz göçle mücadele operasyonlarını üçüncü ülkelerin topraklarında yürütmesine imkan veren bu anlaşmanın amacı kurumun resmi web sitesine göre “AB sınırlarının güvenliğini artırmak, düzensiz göçü önlemek ve insan kaçakçılığı gibi sınır ötesi suçlarla mücadelede uluslararası iş birliğini güçlendirmek.”

Bu anlaşmayı imzaladığı ülkelerle Frontex ekipleri o ülkenin sınır bölgelerinde (kara, deniz veya hava sınırlarında) görev yapma izni alırken; sınır devriyeleri, gözetleme, kimlik kontrolleri ve düzensiz göçmenlerin tespitine yönelik faaliyetler de yürütebiliyor. Frontex personeli bunu yaparken genellikle ev sahibi ülkenin makamlarının gözetimi altında çalışıyor ancak operasyonel yetkileri bulunuyor.

Frontex personelinin diplomatik dokunulmazlığı olurken ev sahibi ülkenin sınır makamlarıyla ortak operasyonlar, bilgi paylaşımı ve eğitim faaliyetleri düzenlenebiliyor.

Bu arada söz konusu anlaşma imzalarsa Frontex’in ev sahibi ülkenin veri tabanına erişimi de oluyor.

AB, şimdiye kadar Birlik sınırlarına komşu olan ve düzensiz göç rotaları üzerinde bulunan bazı ülkelerle statü anlaşmaları imzalamış durumda. Mayıs 2025 itibarıyla Arnavutluk, Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Bosna-Hersek, Moldova. Gürcistan ile de anlaşmanın müzakereleri 2024’te tamamlandı ve resmi imza bekleniyor.

Bunlara ek olarak Mısır, Tunus, Moritanya gibi Afrika ülkeleriyle de benzer anlaşmalar için müzakereler yürütülüyor.

Frontex nedir, ne kadar gücü var?
2004’te AB’nin dış sınırlarının yönetilmesinde koordinasyon göreviyle kurulan ancak Suriye iç savaşı ve diğer ülkelerdeki karmaşayla artan terör olayları ile göç akınının da etkisiyle büyüyen Frontex’in genel merkezi Polonya’nın Varşova kentinde.

AB’nin denizde 44 bin, karada ise 9 bin kilometrelik sınırını koruyan kurum Birliğin en geniş teşkilatlı ve en büyük bütçeli yapısı. En son 2019 yılında reforma gidilen koruma ajansının personel ve kaynaklarının uzun vadede daha da artırılması planlanıyor.

Artık kendi üniformasını da giyen Frontex polis güçlerinin sayısının 3 binden 10 bine çıkartılması söz konusu. Eğer Türkiye ile de statü anlaşması imzalanırsa bu güçler Türkiye’de de görev yapabilecek.

Bu arada AB Dönem Başkanı Polonya Ukrayna savaşı nedeniyle ülkesine gelen 1 milyon kadar Ukraynalı’ya ev sahipliği yapıyor.

Polonya İçişleri Bakan Yardımcısı Maciej Duszczyk, Türkiye’den gelen gazeteci heyetine verdiği brifingte Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük sınır ve göçmen geriliminde Rusya ve Belarus’un “göçmenleri silah olarak kullandığını” belirtiyor. Belarus ve Rusya hükümetlerinin organize ettiği düzensiz göçle mücadele ettiklerini söyleyen Duszczyk, Polonya’ya sınırdan kaçak olarak giren göçmenlerin Belarus ya da Rusya vizelerine sahip olduğunu aktarıyor.

Göç konularında Türkiye ile de temas halinde olduklarını belirten Duszczyk, “Bu yılın ikinci yarısında Türkiye’ye bir ziyaret planlıyorum. Göç konusunda bir görüşme olacak” diyor.

Düzensiz göçle ilgili Türkiye’deki son rakamlar ne?
Son yıllarda sadece AB için değil Türkiye açısından da büyük sorun olan düzensiz göçle ilgili son rakamlar ne?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 16 Nisan’da yaptığı açıklamada düzensiz göçle mücadelede 2023 yılında 130 bin sınır dışı yapıldığını açıklarken, 2024 yılındaki sınır dışı sayısının ise 140 bini geçtiğini bildirdi.

Yerlikaya, “Bu sayılara ulaşmamız, insan hakları ve hukuku gözeterek işlettiğimiz etkili sınır dışı mekanizmasının kurulmasıyla gerçekleşti” derken son rakamları ise şöyle duyurdu:

“2025 itibarıyla ise 27 bin 673 düzensiz göçmen sınır dışı edildi. Yakalanan düzensiz göçmen sayısı ile sınır dışı edilen yabancı sayısı karşılaştırıldığında 2025 yılında yüzde 71’lik sınır dışı oranı ile tüm zamanların en yüksek oranına ulaşılmıştır. 1 Haziran 2023 tarihinden 11 Nisan 2025 tarihine kadar ise sınır dışı edilen toplam düzensiz göçmen sayısı yaklaşık 260 bin.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığınca düzenlenen “Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Göç Yönetimi Modeli” programında yaptığı açıklamada Türkiye’deki sığınmacılarla ilgili son rakamları açıkladı.

Buna göre Türkiye’de halen 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeliler, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 34 bin sığınmacı bulunuyor.| DW

 

Yayınlama: 03.05.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.