Avusturya
Avusturya [Almanca: Österreich] veya resmî adıyla Avusturya Cumhuriyeti, [Almanca: Republik Österreich]
Orta Avrupa’da denize kıyısı olmayan, dokuz eyaletten oluşan ülke.
Batıda Lihtenştayn ve İsviçre, güneyde İtalya ve Slovenya, doğuda Macaristan ve Slovakya, kuzeyde ise Almanya ve Çekya ile komşudur.
Avusturya’nın yüzölçümü 83.879 km2dir ve yaklaşık 9 milyonluk bir nüfusa sahiptir.
Avusturya Almancası ülkenin resmi dili olsa da, birçok Avusturyalı gayri resmi olarak çeşitli Bavyera lehçelerinde konuşmaktadır.
Avusturya başlangıçta 976 yılı civarında Avusturya Markgraflığı olarak tarih sahnesine çıktı ve daha sonra bir dükalık ve arşidüklük haline geldi.
16. yüzyılda Avusturya, Habsburg Monarşisi’nin kalbi ve tarihin en etkili kraliyet hanedanlarından biri olan Habsburg Hanedanı’nın küçük bir kolu tarafından yönetilen bir devlet olarak hizmet vermeye başladı. Bir arşidüklük olarak, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun önemli bir parçası ve idari merkeziydi. Avusturya, 19. yüzyılın başlarında büyük güçlerden biri olan ve Alman Konfederasyonu’nu yöneten kendi imparatorluğunu kurdu ancak 1866’da Avusturya-Prusya Savaşı’ndaki yenilginin ardından diğer Alman devletlerinden ayrılarak kendi yolunu izledi. 1867 yılında Macaristan ile anlaşmaya varılarak Avusturya-Macaristan İkili Monarşisi kuruldu.
Avusturya-Macaristan tahtının olası veliahtı Arşidük Franz Ferdinand’ın bir suikast sonucu öldürülmesinin ardından Avusturya, İmparator Franz Joseph yönetiminde bu olayın ardından başlayan I. Dünya Savaşına dahil oldu.
Monarşinin yenilmesi ve dağılmasından sonra, Almanya ile birleşme niyetiyle Alman-Avusturya Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak yeni kurulan devlet İtilaf Devletleri tarafından desteklenmedi ve tanınmadan kaldı. 1919’da Birinci Avusturya Cumhuriyeti, Avusturya’nın yasal halefi oldu. 1938’de, Alman Reich’ının Şansölyesi olan Avusturya doğumlu Adolf Hitler, Avusturya’nın ilhakını sağladı. 1945’te Nazi Almanyası’nın yenilgisi ve uzun bir Müttefik Devletler işgali döneminin ardından Avusturya, İkinci Cumhuriyet olarak bilinen egemen ve kendi kendini yöneten demokratik bir ulus olarak yeniden kuruldu.
Avusturya, devlet başkanı olarak doğrudan seçilmiş bir Federal Başkan ve federal hükûmetin başı olan bir Şansölye tarafından yönetilen bir parlamenter temsili demokrasidir.
Avusturya’nın başlıca büyük kentleri arasında Viyana, Graz, Linz, Salzburg ve Innsbruck şehirleri gelmektedir. Avusturya, kişi başına düşen GSYİH açısından sürekli olarak dünyanın en zengin 20 ülkesi arasında yer almaktadır. Ülke yüksek bir yaşam standardına sahip olarak 2018’de İnsani Gelişme Endeksi açısından dünyada 20. sırada yer aldı.
Viyana, yaşam kalitesi göstergelerinde sürekli olarak uluslararası alanda en üst sırada yer almaktadır.
İkinci Cumhuriyet, 1955’te dış siyasi meselelerde daimi tarafsızlığını ilan etti. Avusturya, 1955’ten beri Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği üyesidir.
AGİT ve OPEC’e ev sahipliği yapmakta ve OECD ve Interpol’ün kurucu üyesidir.
Avusturya ayrıca 1995’te Schengen Anlaşması’nı imzalayan ülkelerden biri oldu ve 1999’da Euro para birimini kullanmaya başladı.
Avusturya’nın yerel ismi olan Almanca Österreich ismi “doğu ülkesi” anlamına gelir ve ilk olarak 996 tarihli “Ostarrîchi belgesinde” yer alan Eski Yüksek Almanca Ostarrîchi kelimesinden türemiştir. Bu kelime muhtemelen Orta Çağ Latincesi’nde Avusturya Markgraflığı anlamına gelen “Marchia orientalis” kelimesinin yerel (Bavyera) lehçeye çevrilmiş formudur.
Avusturya, Bavyera’nın 976 yılında kurulan bir vilayetidir. “Avusturya” kelimesi, Almanca isminin romanizasyonudur ve ilk olarak 12. yüzyılda kaydedilmiştir. O zamanlar, Avusturya’nın Tuna havzası (Yukarı ve Aşağı Avusturya) Bavyera Düklüğü’nün en doğusuydu.
Orta Avrupa ülkesi olan Avusturya, Roma öncesi zamanlarda çeşitli Keltik kabileler tarafından kuruldu.
Noricum Kelt krallığı daha sonra Roma İmparatorluğu’uncs sahiplenilip eyalet yapıldı.
Doğu Avusturya’daki günümüz Petronell-Carnuntum, Yukarı Pannonia eyaleti denilen yerde başkente dönüşen önemli bir ordu kampıydı.
Carnuntum’da yaklaşık 400 yıl boyunca 50.000 kişi yaşıyordu.
Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra bölge Bavyeralılar, Slavlar ve Avarlar tarafından işgal edildi.
Frank Kralı Şarlman MS 788’de bölgeyi fethetti, kolonizasyonu teşvik etti ve Hristiyanlığı yaydı. Doğu Frank Krallığı’nın parçası olarak, günümüz Avusturya’sını kapsayan çekirdek bölgeler Babenberg’in evine miras bırakıldı.
Çok eski tarihlerden beri insanların yaşadığı bu ülke, M.Ö. 100 yıllarında Romalılar tarafından işgal edildi.
Bölge marchia Orientalis olarak bilinirdi ve 976’da Babenberg’li Leopold’a verildi.
Almanya ile beraber olan Avusturya’ya 803 senesinde Şarlman tarafından “Doğu Marklığı” unvanı verildi. Böylece Germen İmparatorluğu’nun bir parçası olarak kurulmuş oldu. Daha sonraları başa geçen Habsburg Hanedanı, ülkenin sınırlarını genişletmişlerdir. 15. yüzyılda Avrupa’nın ve Hristiyanların en güçlü devletlerinden biri haline gelen Avusturya, Osmanlılara karşı arkası kesilmeyen saldırılara liderlik etmiştir. 16. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti çeşitli seferler ile 1529’da Macaristan’ı, daha sonra 1540’ta Avusturya’yı yendi. İmparator I. Ferdinand, Macaristan’ın Osmanlı Devleti’ne bırakılması ve senede 30.000 duka altın vergi vermek şartları ile bir antlaşma imzaladı. Böylece Osmanlı saldırıları son buldu.
Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti’nden ayrılan Macaristan ile birleşerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu kurdular. I. Dünya Savaşı’nda parçalanan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’ndan ayrılan Avusturya harp sonunda Almanya ile birleşmek istemesine rağmen, galip devletler buna müsaade etmediler. Bağımsız bir devlet olarak kurulan Avusturya Cumhuriyeti, Hitler tarafından 1938’de Almanya’ya katıldı. II. Dünya Savaşı’nın sonunda Almanya’nın yenilmesi ile Avusturya; Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Fransa tarafından işgal edildi. 1955’te bu devletlerle bir antlaşma yapıldı ve Avusturya bağımsızlığını elde etti.