Küreselleşme ve Kültür

Ayağıma geçirdiğim terlikler Doğudaki Kızılderililerin buluşudur. Terlikleri giyip girdiğim banyo, Avrupa-Amerika karışımı bir şekle sahiptir. Banyoda kullandığım sabun Galya’lılardan kalmadır…

Küreselleşme ve Kültür

Hiçbir kültür, değişim sürecinin dışında kalamıyor. Örneğin günümüzün gençliğini ele aldığımızda, birçok konuda kendilerini yetiştiren ebeveynlerinden farklı düşünüyorlar.

Onlardan aldıkları kültürel değerleri olduğu gibi muhafaza etmek yerine, zamana uydurarak benimsiyorlar.

Bilindiği gibi, maddi kültür (teknoloji) çok hızlı, ancak dün yanın her yerinde yoğun duygusal bağlılıkların olduğu maddi olmayan kültür unsurları nispeten daha yavaş değişir.

Aaron T. Beck’e göre, coğrafi genişleme, uluslararası ticaretin artışı, enformasyon ve iletişim teknolojilerinde yaşanan devrim, yoksulluk, küresel çevre sorunları, kültürler-arası gerilimler ve küresel kültür endüstrilerinin yarattığı görünüm, küreselleşmeyi geri dönülemez hale getirmiştir.

Sabah olduğunda, ilk defa yakın Doğu da kullanılmış, Kuzey Avrupa’da bugünkü şekline sokulmuş yataktan uyanıyorum. Kalkmaya davrandığımda üzerimden attığım yatak örtüsü ya ilk defa Hindistan da kullanıldığını bildiğimiz pamuktan veya yine ilk defa Çin’de kullanılmış olan ipekten veya yine ilk defa oralarda kullanılıp sonradan bize intikal ettirilen yündendir. Üstelik bütün bu maddelerin işlenme teknikleri de yine ilk defa Yakındoğu’da bulunmuştur.

Ayağıma geçirdiğim terlikler Doğudaki Kızılderililerin buluşudur. Terlikleri giyip girdiğim banyo, Avrupa-Amerika karışımı bir şekle sahiptir. Banyoda kullandığım sabun Galya’lılardan kalmadır.

Sonra tıraş olmaya başlarım. Bu da muhtemelen, eski Sümerler’den veya Mısırcılardan kalma insanların kendi kendilerine gündelik olarak uyguladıkları bir eziyet etme şeklidir dersek herhalde, pek yanlış olmaz.

Tekrar yatak odasına dönerim ve elbisemi üzerinden aldığım sandalye, Güney Avrupa’nın günlük hayatımıza soktuğu bir eşyadır. Giyindiğim elbise ilk orijinal şekliyle Orta Asya göçebelerinden bize geçmedir. Giydiğim ayakkabılar ilk defa Mısırlıların geliştirdiği dericilik tekniği ile yapılabilmiş, Akdenizliler ise o tekniği bugünkü şekle getirmişlerdir.

Dışarı çıkmadan önce pencereden dışarı şöyle bir bakarım, penceredeki o cam, eski Mısırlıların buluşudur.

Yağmur yağıyorsa ya muşamba bir yağmurluk giyerim ya da yanına bir şemsiye alırım. Bunların ilki Orta Amerika Kızılderililerin, ikincisi ise Güneydoğu Asyalıların buluşudur.

Başıma geçirdiğim keçeden yapılmış şapka mı? O da Orta Asya steplerinden gelmedir.

Kahvaltıyı dışarda yapacağım ve bir gazete alırım. Gazete için ödediğim madeni para ilk defa Lidyalılarca kullanılmıştır.

Oturduğum masaya, garsonun koyduğu porselen tabak Çin’in buluşudur.

Kullanacağım bıçak ilk defa alaşımı Güney Hindistan’da bulunmuş çelikten yapılmıştır.

Çatal Orta çağ İtalya’sından kalmadır.

Kaşık ise Romalılardan.

Kahvaltıma portakalla veya karpuzla başlarım. Portakal Ortadoğu’dandır; karpuz ise Afrika’dan.

İçtiğim kahve ise ilk defa Habeşistan’da kullanılmıştır.

Kahvem sütlü ve şekerli mi?

Unutmayalım. Sütü elde etmek ilk defa yakın Doğuluların rifeti olmuştur; şeker de Hindistan’ın.

Eh sırada bir de bir kek vardır herhalde.

Hani şu Küçük Asya’da keşfedilen buğdayı İskandinavyalıların değişik şekilde kullanmalarıyla keşfedilen bildiğimiz kek.

Kahvaltı bitti mi?

Öyleyse bir sigara yakayım. Hani şu Kızılderililerin, Amerika’ya gelenlere öğrettikleri tiryakilik.

Ha sahi yolda gelirken aldığım gazeteyi okuyabilirim şimdi, hani canım şu Cin’den, Almanya’ya kadar uzanan teknik buluşlar sonucu basılması, mümkün olan gazete. | ©DerVirgül

Yayınlama: 16.11.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.