Viyana sokaklarının asırlık değişimi!

Viyana 1945’ten sonra giderek daha fazla oranda uluslararası bir kent niteliğini kazanmıştır. Bu kentin dokusunda olumlu değişimleri beraberinde getirmiştir.

Viyana sokaklarının asırlık değişimi!

Viyana şehrinin 18. yüzyıldaki görünümü Barok stilindeydi. 1700 yılı civarında şehrin nüfusu ise 80 bin civarındaydı. 

O zamanlar ilk imar durumu düzenlemeleri de yürürlüğe girmiş ve bu sayede yeni binaların kentin genel görünümüne uygun olmaları sağlanmıştır. 

Barok stilindeki kentin mimari açıdan doruk noktalarını oluşturan yapılar özellikle İmparator VI. Karl ve Avusturya tarihinin en büyük hükümdarlarından biri olan kızı Arşidüşes Maria Theresia’nın (Macaristan ve Bohemya Kraliçesi) hükümranlıkları sırasında inşa edilmiştir. Bu kraliçe bir çok reform da gerçekleştirmiş olmakla beraber, kendisini tanrının izniyle başa gelmiş mutlak bir hükümran olarak görmekten hiç bir zaman vazgeçmemiştir. 

Ancak oğlu II. Josef bu düşünceden vazgeçmiş ve halkın bilgilendirilmesi şeklindeki yeni trendi uygulamaya koymaya çalışmıştır.

Barok çağının tüm hükümranları ülkeyi, Habsburg İmparatorluğu’nun en büyük şehri olan Viyana’dan yönetmişlerdir. 

Viyana o zamanın standartlarına göre çok hızlı gelişmektedir 18. yüzyılın ortasında dış surların (bugünkü Gürtel) içinde kalan banliyöler de dahil olmak üzere şehirde yaklaşık 200 bin kişi yaşamaktaydı. 

Viyana o zamanın Avrupa şehirleri arasında dördüncü sırada yer almaktaydı. Kent ayrıca Avrupa’nın kültür merkezi durumundaydı. 1762 yılında altı yaşında olan Wolfgang Amadeus Mozart, Maria Theresia’nın huzurunda konser vermiştir.

İmparatorluk kenti Viyana’nın Biedermeier dönemi, günümüzde bile hala “eski güzel zamanlar” olarak anılır. Ancak gerçekte bu dönem hiç de güzel bir zaman değildi. 

Yükselen burjuvazi, politik hakları kısıtlı olmasına rağmen kültürel yaşamda büyük ölçüde söz sahibiydi. Geniş kapsamlı bir sansür sonucunda halkın fikir özgürlüğü çok sınırlıydı.

O devrin hayatın tadını çıkarma arzusu ve evine bağlı olma gibi özelliklerine ve diğer bir çok klişeye rağmen devrimin gelmekte olduğunu gösteren ilk işaretler belirgin şekilde ortadaydı. 

Bu nedenle, dönemin ikinci adı da Mart 1848 tarihinde olacak devrime atfen “Vormärz / Mart öncesi” şeklindedir. Viyana şehri o dönemde muazzam şekilde büyüme gösterdi. 

1800 yıllarında 250 bin olan nüfus birkaç on yıl içinde ikiye katlanarak yarım milyona ulaştı. 

Bu hızlı artışın bedeli ise yüksek oldu. Sanayinin gelişmesi sonucunda kentin alt tabakaları büyük ölçüde sefalete düştü. Sonuçta bu durum 1848 devriminin önemli nedenlerinden biriydi. Gerçi reform girişimlerinin açık şiddet uygulayarak bastırılması mümkün olmuş, buna rağmen bir ölçüde taviz verilmesi de gerekmiştir. 

Devrimin bir sonucu olarak Viyana’ya belediye hizmetleri alanında kendi kendini yönetme hakkı, yani özerklik verilmiş olup, bu büyük şehir olma yönünde atılmış önemli bir adımdır.

Kentin genişletilmesi çerçevesinde 1890 yılında banliyöler ile şehir merkezi arasındaki surlar (bugünkü Gürtel) yıkılmış ve böylece banliyölerin çoğu kaza olarak şehir hudutları içine alınmıştır. Viyana’nın nüfusu artık 1,3 milyona yükselmiştir. 

Kentin tarihindeki en yüksek nüfus 2 milyon kişi olup, bu sayıya 1910 yılında ulaşılmıştır. O zaman Viyana’da yaşayanların yüzde 42’sinin anadili Almanca’dan farklı olup, sayıları 100 bini aşan en büyük grup Çekçe konuşmaktaydı. İslam’ın resmi din olarak tanınması da o dönemde (1912) gerçekleşmişti.

Viyana’daki kültürel ve ekonomik yaşam yüzyıl dönümünde muazzam bir kalkınma göstermiş olmakla beraber, halkın büyük bir kısmı fakirlik içindeydi. Kalkınma ile çok büyük sosyal problemler de ortaya çıkmış, kalkınma ve ilerlemenin yüksek bedelini ödeyenler işçiler olmuştu. 

Göçmenlerin çoğu o dönemde şehir su şebekesine bağlantısı olmayan, küçük ve basit konutlarda oturmaktaydı. Bir odada sekiz-on kişinin kalması seyrek rastlanan bir durum olmayıp, çoğu zaman geçinebilmek için mutfağa yerleştirilen bir yatak da gecelik olarak daha fakir işçilere kiralanmaktaydı. İşçilerin siyaset sahnesine çıkmaları 1889 yılında Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nin kurulmasıyla olmuştur.

19. yüzyılın sonuna kadar olan dönemde önemli belediye hizmetleri gerçekleşmiş olup, bunların arasında ilk elektrikli cadde aydınlatması, Stadtbahn (bugün U6) tren hattının açılması ve Wienerwald Ormanı’nın korunması için alınan geniş önlemler de yer almaktadır. 1883 yılında Ringstraße Caddesi’nde yer alan yeni belediye sarayı kullanıma açılmıştır. 1907 yılında uzun görüşmelerden sonra erkekler için genel seçme hakkı yürürlüğe konmuştur. Kadınlara ise seçme hakkı ancak 1919 yılında verilmiştir.

Viyana 1945 yılından bu yana son derece kararlı politik koşullarda, tarihinin en uzun süren barış dönemini yaşamaktadır. Aynı zamanda toplum, ekonomi, kültür ve diğer bütün yaşam koşulları daha önce görülmemiş bir oranda ve çok kısa zaman içinde büyük bir dönüşüme uğramıştır. Bu durum kentin bir yandan asıl karakterini muhafaza ederken, diğer yandan da esaslı değişime uğrayarak, büyüleyici bir görünüm kazanmasını sağlamıştır.

1950’li ve 1960’lı yıllarda Viyana muazzam bir ekonomik kalkınma sağlamış olup, bu durum şehir belediyesinin yeni sorunlarla karşılaşmasına yol açmıştır. Bunların arasında trafik yoğunluğunun muazzam şekilde artması da bulunmaktadır. Bu çerçevede “ulaşım alanında hedeflerin yeniden belirlenmesi ve toplu taşıma araçlarına ağırlık verilmesi” kararlaştırılmıştır. 1978 yıılnda yapımına başlanan U-Bahn şebekesi günümüzde çok yoğun bir şekilde kentin bölgelerini kapsamaktadır.

Sağlık hizmetleri alanında yeni Allgemeines Krankenhaus Hastanesi’nin yapımına dikkat çekilir. Tuna’nın kuzeyinde ise Sozialmedizinisches Zentrum Ost Hastanesi inşa edilmiş olup, Krankenhaus Nord Hastanesi ile tıbbi alt yapı hizmetleri daha da genişletilmiştir. 1964 ve 1966 yıllarında Türkiye ve Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ile ilk işçi alma sözleşmeleri yapılmıştır. “Yüzyılın projesi” olarak nitelendirilebilecek diğer bir proje de “Neue Donau” projesidir. 1972 yılında başlanılan Tuna Projesi Viyana’nın sel baskınlarına karşı korunmasını sağlarken, inşaat kapsamında oluşturulan “Donauinsel” adası, Viyanalılara boş zamanlarını değerlendirmeleri için yeni olanaklar sunmuştur.

Viyana 1945’ten sonra giderek daha fazla oranda uluslararası bir kent niteliğini kazanmıştır. 1957’den bu yana Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu ve 1965’ten bu yana OPEC kentimizde bulunmaktadır. 

1979 yılında UNO-City’nin açılması ile Viyana üçüncü Birleşmiş Milletler kenti olmuştur. Demir Perde’nin 1989 yılında yıkılmasından sonra Viyana yine Doğu ile Batı arasında köprü görevi yapan bir kent haline gelmiştir. Bu görevin ciddiye alındığı 90’lı yıllarda Bosna’dan kaçan 90 bin mültecinin kabul edilmesinden de anlaşılabilir. 

Bu mültecilerin yaklaşık 60 bini, büyük bölümü Viyana’da olmak üzere Avusturya’da kalmıştır. Bir Orta Avrupa metropolü olarak Viyana’yı yeni görevler beklemekte olup, Avusturya’nın Avrupa Birliği’ne girmesi ile de kent için yeni bir kapı açılmıştır. 

Amaca yönelik ekonomik ve bilimsel teşvikler sayesinde kentin profili, hizmetler toplumuna geçiş trendine uygun şekilde güçlendirilmiştir. 

Amaç Viyana’nın gelecekte de şu anda olduğu gibi kalmasıdır: Yaşamaya değer bir kent. | © DerVirgül 

Kaynak | Viyana Belediyesi

Yayınlama: 17.08.2022
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.