Bir Kez Daha Babasız Bir Babalar Günü
Gönül Dağı’nı izlerken Neşet Ertaş’ın şu dizeleri bir kez daha içime aktı:
“Gönül dağı yağmur yağmur, boran olunca
Akar can özümde sel gizli gizli
Bir tenhada can cananı bulunca
Sinamı yaralar, yâr oy, yâr oy, yâr oy,
Dil gizli gizli…”
Bu topraklar sevda kokar, hasret kokar, gurbet kokar… Ve bu toprakların en kadim adetidir zamansız gidişler. Nice ayrılıklar düştü nasibimize, nice el sallamalar, gözyaşları, umutlar ve bekleyişler…
Gurbet ve Ölüm: İki Kardeş Acı
Gurbet, sadece uzak bir yer değil. Gitmenin kalmaktan daha zor olduğu, kalanın daha çok yaralandığı bir haldir. Giden de, kalan da artık eskisi gibi değildir. Gurbet; geride bırakılan evdir, yoldur, geçmiş ve yaşanmışlıktır. En çok da özlemdir.
Gurbete gidenin dönme ümidi olur ama ölüm… Özellikle babanın ölümü… Geri dönülmez bir yıkım. İlk zamanlarda bir yok oluş gibi gelir insana. Ama zamanla, kalbimizde hep var olan bir dağa dönüşür. Gölgesiyle, azmiyle, öğrettiğiyle büyür o dağ. O dağın ardında kalanlar, hep biraz eksik kalır.
Bir Akşamüstü Yıkımı
Biz beş küçük kardeştik. Hayatın daha ne olduğunu anlayamadan, bir akşamüstü babamız gözümüzün önünde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Arabasının kontağını bile kapatamadan…
O andan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Ne biz, ne evimiz, ne de umutlarımız. Akrabaların yanına, başka bir ile taşındık. O ayrılık, sanki vatanımızdan da ayrılmışız gibi geldi.
Okuma yazma bilmeyen annemiz, hayatını bize adadı. Elinden gelenin fazlasını yaptı. Ama bir çocuğun sırtını dayayabileceği bir dağ olan babanın yokluğu hep oradaydı. Hissedilmemesi mümkün değildi.
Ezilerek Ama Dik Duranlar
Babasız geçen yıllar, her birimizde derin izler bıraktı. Her bir kardeşimiz kendi travmasını yaşadı. Kimimiz tırnaklarıyla kazıyarak bir yerlere geldi, kimimiz yolunu ararken yeni yaralar aldı.
Ama bir şekilde ayakta kaldık. Hayat, bizi hep sınadı. Ama yine de yılmadık.
Toplum olarak babanın kıymetini, genellikle onu kaybettikten sonra anlıyoruz. Oysa yaşarken değerini bilmek gerekir. Çünkü bir babanın varlığı, sadece bir ailenin değil, bir çocuğun tüm geleceğinin temelidir.
Yetimlik ve Öksüzlük: Eksik Bir Hayat
Yetim olmak zordur. Ama hem yetim hem öksüzsen, hayatın büyük bir parçası eksik kalır. Anne ve babalar evlatları için saçını süpürge eder. Fedakârlıklarını görebilmek, anlayabilmek, onların bize bıraktığı değerleri yaşatmak bizim görevimizdir.
Yetim çocuklara sahip çıkmak, onları yarı yolda bırakmamak, onlara yol göstermek ise toplumsal bir sorumluluktur. Çünkü hiçbir şey bir babanın yerini tutamaz. Ama yanında yer almak, elinden tutmak, duygusal olarak destek olmak, onların yolunu aydınlatabilir.
Babalar Gününde Bir Hatırlatma
Hayatın acımasızlığına karşı sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı çoğaltmak elimizde. Babalar Günü’nde, yanımızda olan babalara sımsıkı sarılalım; kaybettiklerimizi de dualarımızla, anılarımızla yaşatalım.
Bir kez daha babasız bir Babalar Günü…
Yüreğinde özlem taşıyan tüm evlatlara selam olsun.
Ve bütün babaların Babalar Günü’nü, sağlıkla, huzurla ve sevgiyle kutluyorum.