Kazak dev Kaspi.kz’nin Rabobank’ı satın almasıyla Türkiye finans piyasasına ‘çifte darbe’ mi vuracak?

Türkiye’nin e-ticaret devi Hepsiburada’yı bünyesine katan Kazakistan merkezli fintech ve e-ticaret devi Kaspi.kz, şimdi de bankacılık lisansını güvence altına alıyor. Kaspi.kz CEO’su Lomtadze, Rabobank AŞ’yi yıl sonuna kadar satın alarak Türkiye’de finansal hizmetler sunma hedefini doğruladı. Bu hamle, Kazakistan’daki entegre ‘süper uygulama’ modelinin Türkiye’ye uyarlanmasının ilk adımı olarak yorumlanıyor.

E-ticaret ve bankacılık tek elde: Yeni bir finansal ekosistem mi doğuyor?

Kaspi.kz’nin Rabobank AŞ’yi satın alma sürecinin yıl sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Kaspi.kz CEO’su Mikheil Lomtadze, bu küçük ölçekli, şube ağı bulunmayan bankanın kendilerine Türkiye’de finansal hizmet sunma lisansı sağlayacağını belirtiyor. Bu, Kaspi’nin Kazakistan’daki gibi finans, ödeme ve e-ticareti birleştiren (fintech ve e-commerce) modelini Türkiye’ye taşıma planının kritik bir parçası.

Daha önce Hepsiburada’nın %65,41’lik kontrol hissesini $1.1 milyar karşılığında bünyesine katan Kaspi, şimdi bankacılık kolunu da ekleyerek pazarda rekabeti kökten değiştirecek bir yapı kuruyor.

Lomtadze’nin açıklamalarına göre, Kaspi ve Hepsiburada ortak ekiplerle çalışarak Türkiye pazarına özel, Kazakistan’daki uygulamalara benzer yeni ürünler geliştiriyor. Bu işbirliği, sadece Türkiye içi pazarı değil, Türkiye ve Kazakistan arasındaki sınır ötesi e-ticaretin de hızlanmasını hedefliyor. Türk tüccarların Kaspi’de, Kazak tüccarların ise Hepsiburada’da ürün satmasıyla iki pazarın entegrasyonu hızlanacak.

Ekonomist gözüyle: 2002 sonrası Türk Bankacılık Sektörü ve Yabancı Sermaye dalgası

Kazakistan merkezli Kaspi.kz’nin bu hamlesi, Türkiye bankacılık sektörünün son 20 yılına damga vuran yabancı sermaye ilgisinin yeni bir boyutudur diyebiliriz. 2002 krizi sonrası Türk bankacılık sektörü, güçlü bir yeniden yapılanma ve regülasyon çerçevesiyle Avrupa’nın en sağlam ve kârlı sektörlerinden biri haline geldi. Bu durum, özellikle 2005-2010 döneminde uluslararası finans devlerinin Türkiye pazarına büyük bir iştahla girmesine yol açtı:

Bankacılık sektöründeki yabancı satın almalara örnekler:

İtalyan devi UniCredit, Koç Holding ile ortak olduğu Yapı Kredi‘de payını artırdı.

Belçikalı Dexia (şimdi Belfius)Denizbank‘ı satın aldı. (Daha sonra Sberbank ve son olarak Emirates NBD’ye geçti.

Yunan National Bank of Greece (NBG)Finansbank‘ın büyük ortağı oldu. (Daha sonra Katarlı QNB’ye satıldı.)

İspanyol BBVAGaranti Bankası‘nın hisselerini kademeli olarak alarak kontrolü ele geçirdi.

Fransız BNP ParibasTEB‘in stratejik ortağı oldu.

Bu satışlar, sektöre sadece taze döviz kaynağı değil, aynı zamanda uluslararası standartlarda risk yönetimi, yeni teknolojiler ve ürün çeşitliliği getirdi. Ancak bu son Kaspi hamlesi, önceki ‘klasik’ yabancı banka girişlerinden ayrılıyor. Kaspi, sadece bir banka almakla kalmıyor; e-ticaret platformu üzerinden entegre bir dijital finansal ekosistem kurmayı hedefliyor.

2002 sonrası Türk bankacılığının gücü, sağlam sermaye yeterliliği oranları ve aktif kalitesinden kaynaklanıyordu. Ancak son yıllarda sektör, artan regülasyon baskısı ve düşük faiz ortamı nedeniyle geleneksel bankacılık kârlılığında zorlandı.

Kaspi gibi bir fintech/e-ticaret hibritinin girişi, özellikle dijital bankacılık ve ödeme sistemleri alanında rekabeti keskinleştirecek. Geleneksel bankaların artık sadece şubeleriyle değil, dijital uygulamaları ve e-ticaret entegrasyonlarıyla da yarışmak zorunda kalacağı yeni bir dönemin kapısı aralanıyor. Türkiye’de zaten güçlü olan dijitalleşme altyapısı, Kaspi modelinin başarılı olma şansını artırıyor. Bu gelişme, Türkiye’nin gelecekteki dijital ekonomisi için bir dönüm noktası olabilir.

Yayınlama: 06.10.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.