Pencereden Bakan Anne
Bir gün sokak köşesinden dönüp yürürken, dördüncü kattaki bir pencereden bakan bir kadın gördüm. Balkona çıkmış, uzaklara dalmıştı. Sanki birini bekliyor gibiydi. Boşluğa bakıyordu ama aslında bir yüz, tanıdık bir sima arıyordu.
O kadın bir anneydi…
Bir zamanlar iğne deliğine ipi bir metreden geçirecek kadar keskin gören, kilometrelerce öteyi fark eden anne… Şimdi ise on metre ötedeki insanı seçemez olmuştu. Yine de her gün aynı umutla bakar: “Acaba bir evladım gelecek mi, tanıdık bir yüz görecek miyim?”
Hayat işte böyledir. İnsan su misali akıp gider. “Ne oldum değil ne olacağım” demek gerekir. Çünkü hepimiz yaşlanacağız, hepimiz bir gün başkalarına muhtaç olacağız. Zamanımızı harcarken bunu unutmamalıyız. Geçmişin ağırlığında kaybolmaktansa geleceği şekillendirmeyi, birbirimize daha sıkı sarılmayı bilmeliyiz.
Negatif düşüncelere tutunmaktansa, pozitif düşünerek hayatımızı daha güzel, daha huzurlu ve daha mutlu kılmak elimizde. Hepimiz büyük laflar ettik, bazen o lafların altında ezildik. Hepimizin farklı sınavları, acıları, dertleri var. Ama işte tam da bu yüzden kardeşlik ve birlik daha önemli.
Kardeşlik deyince…
Habil’i öldüren de kardeşi Kabil’di. Yusuf’u kuyuya atan da kardeşleriydi. Ama onu kuyuya atmamak için yalvaran da yine kardeşi Bünyamin’di. Yıllar sonra Yusuf, Mısır’da sultan olduğunda kardeşlerine şöyle dua etti: “Allah’tan tek dileğim, size bu yaptıklarınızı unutturması ve geçmişin acısını kalplerinizden silmesi.”
İşte gerçek kardeşlik budur: Et ile tırnak gibi olmak, ayrılmamak, birbirine sarılmak. Hepimiz bugün varız, yarın yokuz. Ona göre yaşamalı, hayatın geçiciliğini bilerek birbirimize sıkı sıkı sarılmalıyız.
Hastalık da ölüm de insanın kaderinde var. Dünya fani, hiçbir şeye değmez. Ölüm bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Önemli olan, geride güzel izler bırakabilmektir. Çünkü ecel geldiğinde kimse onu durduramaz, yarına çıkacağımızın garantisi yok.
O halde, dikenli yollar yerine gül bahçeleri kuralım. Kıskançlıktan, menfaatten uzak; birlik ve beraberlik içinde, sevgi ve umutla ufka bakalım. Sağlığın ve hayatın kıymetini bilelim. Çünkü hayatı güzelleştirmek de zehir etmek de bizim elimizde.