Zor bir yıldan daha da zor geçecek yıla merhaba
Yeni bir yıla giriyoruz. Takvim yaprakları değişiyor, rakamlar yenileniyor ama hayatın yükü hafiflemiyor. Aksine, geride bıraktığımız zor yıl, önümüzde duran daha da zorlu bir yılın fragmanı gibi duruyor.
2025 yılı hem gazetemiz hem de Avusturya’da yaşayanlar için zor bir yıl oldu. Yeni hükümetle birlikte hayata geçirilen tasarruf reformları, ülkede yaşayan dar gelirlileri derinden etkiledi. Artan yaşam maliyetleri, sosyal desteklerdeki kısıtlamalar ve belirsizlik, geniş kesimlerin gündelik hayatını daha da zorlaştırdı.
2025 yılı aynı zamanda gerçek sorunların üzerinin suni gündemlerle örtülmeye çalışıldığı bir siyaset anlayışına sahne oldu. Dini ve etnik gruplara yönelik anketler, başörtüsü yasağı tartışmaları ve benzeri çıkışlar, ülkenin temel meselelerinin önüne geçirildi. Ekonomi konuşulmasın diye kültür savaşları körüklendi.
Daha zor bir yıl bizi bekliyor; çünkü yalnızca rakamlar kötü değil. Güven duygusu da ciddi biçimde yıpranmış durumda. İnsanlar devlete, kurumlara, hatta birbirlerine eskisi kadar güvenmiyor. Bu güvensizlik hali, toplumsal çözülmeyi daha da derinleştiriyor.
Yeni yıla girerken umut dağıtmak kolay. “Her şey düzelecek” demek de öyle. Ama gerçekler, iyi dileklerden çok daha inatçı. Önümüzdeki yıl, geçmişin sorunlarını çözerek değil; çoğu zaman onların altında kalarak başlayacak. Ekonomik sıkıntılar yapısal, siyasi gerilimler kronik, toplumsal kutuplaşma ise daha da derinleştirilecek gibi görünüyor. Zira hükümet, dikkatleri başka yöne çekmeyi tercih edecektir. 2026 yılında olası bir erken genel seçim ihtimali de giderek daha yüksek sesle konuşuluyor.
Mevcut üçlü koalisyon hükümetinin yerine FPÖ–ÖVP koalisyonu ihtimali de seçenekler arasında. Edindiğim izlenimlere göre, bunun altyapısı şimdiden oluşturulmaya başlanmış durumda.
Sözün kısası; ekonomik anlamda zor geçecek yeni bir yıl bizi bekliyor.
Belki de bu yılın asıl sınavı tam olarak burada. Daha zor bir yıla girerken, gerçeklerden kaçmak mı yoksa onlarla yüzleşmek mi? Sessiz kalmak mı yoksa itiraz etmek mi? Herkesin kendi payına düşen sorumluluğu hatırladığı bir yıl mı olacak, yoksa alışılmış kabullerin devamı mı?
Yeni yıl mucize getirmeyecek. Ama dayanışma, hâlâ elimizde kalan en güçlü şey. Hakikati savunmak, hâlâ bir seçenek. Ve en önemlisi, zor bir yılın daha da zor geçeceğini bilerek başlamak; hayal kırıklığını değil, hazırlığı beraberinde getirir.
Bu yüzden yeni yıla pembe tablolarla değil, açık gözlerle girmek gerekiyor. Çünkü bazen umut, her şeyin iyi olacağına inanmak değil; her şeye rağmen doğru yerde durabilmektir.
Zor bir yıldan daha da zor geçecek yıla… Hoş geldin.
Nice Yıllara…