Bugün 14 Şubat sevgililer günü…

Esra, bugünü kutlamalı mı kutlamamalı mı diye düşünürken ve henüz ne yazması gerektiğine karar verememişken okuyucularından gelen küçük kupleleri de okumaktaydı o an.. Arka fonda güller ve dudaklar şarkısı… Şöyle bir düşündü…. Kendi ne bir Nazımdı ne Can Yücel ne Atila İlhan ne de Ahmet Arif’ti. Onların sevgilerini, sevgililerini düşündü bir an ..  Sevdikleri kadınları..  […]

Esra, bugünü kutlamalı mı kutlamamalı mı diye düşünürken ve henüz ne yazması gerektiğine karar verememişken okuyucularından gelen küçük kupleleri de okumaktaydı o an..

Arka fonda güller ve dudaklar şarkısı…

Şöyle bir düşündü….

Kendi ne bir Nazımdı ne Can Yücel ne Atila İlhan ne de Ahmet Arif’ti.

Onların sevgilerini, sevgililerini düşündü bir an .. 

Sevdikleri kadınları.. 

Sevgi koca koca hediyeler almak mıydı yoksa maddi değeri yüksek pırlantalar almak mı? 

Sevgi sevdiğin için şiir yazmak mı? 

Ona fıstıklı çikolatalar almak mı ya da o çooook uzaklarda olsa dahi kalbini onun kalbinin yanına koyup adını dahi KALBİM diye okumak mıydı? 

Her şey olabilir her şeyde gizlenebilir sevginin manası.. 

Önemli olan şu kapitalist düşüncelere sığmaya çalışmamak, önemli olan tek gün kutlamaları klişelerinde sevgimizi eritmemek ….

Yıllar öncesine kadar bugünün kutlanmasına karşıyken Esra, şimdi bunun beyinsel bir kaçış, bir kılıf olduğunu düşünüyor..

“Ee zaman geçiyor.. Değişim bize de uğramış diye de tebessüm ediyor kendi…” 

Herkesin siyah olduğu yerde sen kırmızı olursan ya da herkesin “SENİ SEVİYORUM” ları bir şekilde ifade ettiği bu yoğun günde senin geri durman… Sakın!! 

Sürü psikolojisi demek istemiyorum. 

Beni iyi anlamaya çalışın ben “sevgiyi bir güne sığdırmamak gerek ” cümlesinin altındaki kaçışları vurgulama gayretiyle yazıyorum. O cümleyi sarf eden kişi  acaba yılın 364 günü sevgisi için emek harcıyor mu?  

Cevap evet ise bu bir tarz olmuştur o kişide. 

Bu tarzı bir günlüğüne terk etmek te insanı KENDİLLİKTEN uzaklaştırır düşüncesindeyim…

Beni anlamaya çalış okuyucu.

Ben “çoğunluktan kaynaklı etkiyle bugünün karşı cinste bırakacağı kırılmayı da hesaba katmak gerek” diyorum…

Bizler toplumdan izole bir hayat yaşamadığımız gibi toplum gibi de olmak zorunda olmadığımızı düşünürsek dengeyi kurmak lazım derim… 

Sanırım ufak bir gösterinin kimseye zararı olmaz. 

Gerek hediyelerde, gerek kurulan cümlelerde, karşılıklı yemeklerde vs. yarışmaya girmeden bu korona günlerine uygun elbet kendimizce bir ifade şekli olmalı diyen Esra için bu değişen düşüncesinde, mailine düşen sevgililer günü mesajlarının, kendi öznel duruşuna yansıyan kırıntılarının kaleme dökülmesi ihtimali büyük..

Sevdiğini asla göstermek istemeyen bir okuyucum mail atmış. Dipnotta düşmüş “bu yazımı sevdiğime sevgililer günü için göndersem olur mu? ” Mesaj şöyle…

‘Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.’ Demiş…

Ne kadar zor onun için sevdiğine “seni seviyorum” demek. 

Sağından solundan çevresinden konuya yaklaşıyor ama bir türlü yok.. yok.. Neden kendine de ona da bu eziyeti veriyor anlamış değilim… Bence bugüne özel olmasa da sevdiğimiz bu cümleyi duymayı hak ediyor.

Ona söylemek için onun artık yanınızda olmayacağı, olamayacağı zamanı beklemeyin derim..

Montaigne kitabında değinmiş … sokak ortasında bir adam diğer bir adamı öldürürse herkes tarafından ayıplanmaz ama bir insan diğer insanı sevdiğini gösterir manada bir hareket yaparsa herkes ayıplar.

Sevgiye bakış açımız güzel olsun. 

Güzel, en başta insana yakışır.

Yazımın son paragrafını başka bir okuyucumun sevdiği için yazmış olduğu mesaja yer vererek tamamlamak istiyorum… 

O da bir Nazım değil, Atila İlhan değil, Ahmet Arif te değil ama o bir seven bu anlaşılıyor …
  
Ben “Seni seviyorum u” bir çocuk saflığına gömdüm…

Ben seni sevdim ve bunu hiç saklamadım. 

Sevgim taştı taştı ve ben onu ipi elden çıkıp ta özgürce uçan uçurtmaya. 

Bir annenin huzur kokan göğsüne.

Taze pişmiş bir ekmeğin kokusuna … 

Akşam eve elinde çikolatayla geleceğini bekleyen bir babanın evladının bekleyen gözlerine ve ben “seni seviyorum u” öleceğim toprağa gömdüm… Kurduğum bu iki kelimeli cümle Seninle, sende, sayende, güzel …
Seni seviyorum ve sen bunu biliyorsun…

Sevgililer günün kutlu olsun bitmeyen duam. Sevgililer günün kutlu olsun…

Seçim sizin…

Sevgiyle kalın efendim…

Yayınlama: 14.02.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.