Kadın Ne İster?

Merhaba bayım…   Tanıdınız mı beni?   Ben, sizin ağlayan, gülen kırmızı rujlu kaburga kemiğinizim…   Kadınlar…   Ben, bu kelimeyi yazarken; yeryüzündeki bütün karıncalar toplanıp, harf taşıyorlar kelimelerime.   ‘Kadınlar ne ister?’   Klişeleşmiş bir soru kalıbı gibi gelse de altı dolu, dolu doldurulması gereken bir soru türü.   İçimizin güzelliğinden öpen bir adam […]

Merhaba bayım…

 

Tanıdınız mı beni?

 

Ben, sizin ağlayan, gülen kırmızı rujlu kaburga kemiğinizim…

 

Kadınlar…

 

Ben, bu kelimeyi yazarken; yeryüzündeki bütün karıncalar toplanıp, harf taşıyorlar kelimelerime.

 

‘Kadınlar ne ister?’

 

Klişeleşmiş bir soru kalıbı gibi gelse de altı dolu, dolu doldurulması gereken bir soru türü.

 

İçimizin güzelliğinden öpen bir adam olsaydı, sormazdık belki bu kadar inatla bu tarz soruları.

 

Yani kuru kuru gitmiyor bu soru.

 

Bir değil binlerce cevap beklemekteyim sayın, kaburga kemiğini bana lütfeden bayım.

 

Üşüyorum hem de çok çok üşüyorum sorum cevapsız kalıyor…

 

Efendim duymadım bir şey mi dediniz?

 

-Tek bir cevabı yoktur asla böyle soruların mesela pirinç pilavı yapacaksın oran nedir?

 

Bire bir mi, bire iki mi?

 

Asla net bir oranı yoktur çünkü pirincin kalitesine göre kullanacağın su miktarı farklıdır.

 

Yani demek istiyorsunuz ki saçma yemek tarifinde bile sabit şeylere takılı kalmıyor isen, kadınlar için de tarif vereceksen pirinci dikkate alacaksın.

 

Şunu unutmayacaksın.

 

Ortak payda şu`dur.

 

Yemek tarifi ile insan ilişkilerini açıklamaya çalışan sana yazıklar olsun diyorum bayım.

 

Ama dur!

 

Dur. Dur .Dur!

 

Sanırım şunu demek istiyorsunuz ‘kadının ruh haline, şartlara, zamana ve daha birçok etkene göre cevabı değişen bir durum.’

 

Evet anladım.

 

Kadınlar fabrikasyon bir ürün değildir.

 

Hepsinin aklı, fikri, dünya görüşü ve biriktirdikleri farklı olduğu için beklentilerinin de bir standardı yoktur.

 

Her kadının istediği başkadır, başka olmak zorundadır aynı ise bir problem vardır.

 

Asıl sorunun, kadınların hepsinin aynı şeyi istediğini zanneden erkek zihniyetidir diye düşünmekteyim.

 

Bazı kadınlar güç ister mesela.

 

Bahsettiğim tek yönlü bir güç değil.

 

Sabah akşam dayak yiyeyim, kocam ne derse o olsun, benim hiç fikrim olmasın şeklinde bir güç değil.

 

Bazı kadınlar hasta olduğu zaman teninizle kendisini iyileştirmenizi ister mesela.

 

Nice ilacın geçirmediği baş ağrısını sevdiğinizin, başını boynunuza yaslayıp bir kaç dakikalık masajla geçirirsiniz.

 

Teninizin ısısı antikordan bile iyi geliyordur ona.

 

Böylece bir daha herhangi bir hastalık yaşadığında siz şifa olan olursunuz.

 

Bazı kadınlar merhamet, empati ve krallara haiz bir asaleti barındıran bir güç ister mesela.

 

Çünkü halterde, güreşte çokça kilo kaldıran adamın gücü bir gün geçer gider.

 

Fakat asaletten, adaletten ve merhametten doğan güç siz toprağın altına girdikten sonra bile anılarda sonsuza kadar yaşar.

 

Bazı kadınlar tatmin olmak ister mesela.

 

Kimi kadın kültür ve zeka karşılığında tatmin olur. Kimisi de dolu bir cüzdanla.

 

Bazı kadınlar bu hayatta her zaman güven ister mesela.

 

Çocukluğundan itibaren babasını, dünyanın en güçlü erkeği, onu her ne olursa olsun her şeyden koruyacak bir erkek olarak düşünür.

 

Bu duygu büyüdüğünde de alışkanlık olarak gelir ve bu sefer sürekli yanında olacağı erkekten de aynı güveni sağlamasını ister.

 

Onunla konuştuğunda kendini güvende hissetmek, mutlu olmak, onunla konuşmanın ona iyi gelmesini, problemlerini onunla çözebildiğine ikna olmak ve onu hayatında

hiçbir zaman bırakmamak ister.

 

Bazı kadınlar hem mahkum hem de gardiyan olmak ister mesela.

 

Kendilerini adamaya çalıştıkları için mahkum, adadıklarını kontrol etmeye çalıştıkları için gardiyan…

 

Bazı kadınlar kayda değer bir sonuç almak ister mesela.

 

Boşa hiç kem küm yapmayın derim.

 

Bazı kadınlar bana kitap okusun ister mesela.

 

Havalar soğudu malum, ayaklarımı ısıtsın, arada bir ceplerime – çantama çikolata koysun.

 

Kitap alsın mesela.

 

Termosa çay koyup gelsin, sıcak simidimin yanına.

 

Ben çok ağlarım, bir yanım buz, arada omuz versin mesela, sarılayım hatta…

 

Kışın gelip işten alsın, çorba yapalım içimiz ısınsın der ve ekler ne ister ki başka insan?

 

Bu kadar sade ve öz ister mesela.

 

Bazı kadınlar, hayran olabilecekleri birinin kendilerini kayıtsız şartsız sevmesini ister.

 

Bu noktada hayran olma kriterleri kadından kadına göre değişir.

 

Burada gözlemimi yazayım; hayatta bir amacı ve hedefi olan ince zeka ve ortak espri anlayışı yakalanan birlikte gerçekten gülünebilen iletişim kurabilmeyi bilen

gerçekten yetişkin olabilmiş, mantıklı olgun cümleler kuran yanımızda olduğunuzda bizi bir adım ileriye taşıyacağına emin olduğumuz ve dinlemekten zevk aldığımız

adamlar genelde en çok hayran olunan adamlardır.

 

Öte yandan şunu da belirtmek isterim ki erkeklerin çoğu genelde spor salonuna gidip, vücut kastıklarında, çok para kazanıp, pahalı arabalar aldıklarında kadınların

kendilerine hayran olacaklarını sanırlar.

 

Bu da oldukça ilginç bir durum.

 

Sadede gelecek olursam;

 

Bin yıllardır cevabı bulunamamış sorunun cevabını bir başlık altında bulabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

 

Biliyor musunuz, bazen biz de bilmiyoruz ne istediğimizi.

 

“Bir daha benimle sakın konuşma” derken en çok o kişiyle konuşmak istiyoruz mesela.

 

“Senden nefret ediyorum, Allah belanı versin derken” en çok o kişiyi seviyor ve dua ediyoruz başına kötü bir şey gelmesin diye.

 

Bazen saatlerce mesaj bekliyor ve mesaj geldiğinde cevap vermiyoruz. “git” derken içimizden yalvarıyoruz avaz avaz “kal” diye.

 

Kızdığımız kişi yanımızdayken surat asıyor ve bir an önce defolup gitmesini istiyormuş gibi davranırken, aslında sarılsın istiyoruz sıkı sıkı.

 

Bana kaburga kemiğini lütfeden bayım!

 

Şunu iyi bil ki; kadınlar ağaran saçlarından öpülmek ister.

 

Bilirler ki o saçları öpen olduğu müddetçe boyamaya gerek kalmaz…

 

Sonuç olarak herkes bir şeyler bekler kadınlardan, kimse “ne istiyorsun?” diye sormaz…

 

Bir süre sonra o da kendine sormaz olur…

 

Toplayacak olursak yüzyıllık uyku…

 

Mutlulukla kalın…

Yayınlama: 01.10.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.