Kaygı Üzerine

‘çünkü, o ölüm uykularında, sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından, ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem kılan’ W.şhakespeare/ Hamlet Ne güzel oynardık arka bahçede. Her gün hem de. Sokağın altını üstüne getirmediğimiz günü yaşanmış saymazdık kardeşimle ben mesela. En büyük telaş sokaktaki kedilere güzel bir yuva kurup önlerine bir tas süt koyabilmekti. […]

‘çünkü, o ölüm uykularında,

sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,

ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.

bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem kılan’ W.şhakespeare/ Hamlet

Ne güzel oynardık arka bahçede.

Her gün hem de.

Sokağın altını üstüne getirmediğimiz günü yaşanmış saymazdık kardeşimle ben mesela.

En büyük telaş sokaktaki kedilere güzel bir yuva kurup önlerine bir tas süt koyabilmekti.

En büyük tasamız elimizdeki parayla gofret mi gazoz mu alacağımızdı.

En büyük korku annemizin yemeği erkenden hazırlayıp hemencecik eve çağırmasıydı.

Sonra ne mi oldu?

İşte birileri bizi okula yazdırdı, okuduk mecbur. 

Sınavlara çalış dediler, onları da yaptık bir güzel. Hep güzel güzel okullarda okuduk.

Terbiye de kazandık tabi.

Büyükmüşüz havalarına girdik, bizden küçükler bize abla/abi dediklerinde sevinirdik, havalara girerdik.

Saçma şeyler de yaptık tabi ki.

Konserleri kaçırmayıp en önden izledik.

18’imizi kutladık tantanayla.

Üniversiteye girdik, pek bir şey değişmedi.

Özgürdük evet, bu güzeldi. Paramız ucu ucuna yeterdi ama keyif, neşe bol kepçeydi.

Üniversite de bitmeye yaklaşırken, kem küm dedik aman dedik! diyoruz.

Büyümüşüz.

Niye büyüdük ki?

İçinde bulunduğunuz durumu sadece kendimize aitmiş gibi hissederiz.

Ailemizin bize sunduğu maddi imkanların ötesinde bir hayat beklentisi ve umuduyla geçirilen çeyrek asırlık bir yaşam, bize bunun hiçte kolay olmayacağını fısıldadığında bir sendeleme yaşarız.

Eğer şanslıysak bir işte çalışıyoruz dur.

Ama bu iş düşlediğimiz iş hayatının çok uzaklarındaysa daha da bir karamsarlık çöker…

Var olan yaşam standardımızın altına düşebilme ihtimali ürkütür bizi.

Staj aramaktan kafayı sıyırdığımız günleri hatırlayalım.

İçimizi yiyip bitiren kaygı…

CV doldurup gönderiyorsun en az elli yere.

Üç beş tane geri dönen oluyor ancak nasıl bir kaderse tarihler tutmuyor onda da.

Evet İngilizce yok, ehliyet yok, biraz word biraz excel diyorsun.

Daha gencim toparlarım eksiklerimi diyorsun sonra bir bakıyorsun atı alan Üsküdar’ı geçmiş.

İngilizce sini yapmış yanına da +1 belki +2 eklemiş adam, direksiyondan ayrılmadan yaşıyor.

Bütün Avrupa ülkelerini gezmiş, çevresi geniş, hiç bir bilgisi olmasa dahi tek bir telefonla iş ayarlayacak tanıdıkları var.

Sonra tekrar kendine dönüyorsun “üniversitedeki kredi ve harç toplamı binler yapıyordu değil mi?” diyorsun.

Yıllar sonra ödemen gereken borçları düşünüyorsun, düşünüyorsun, düşünüyorsun…

Düşün!

Her şeyin sınırı olduğu gibi bunun da bir sınırı olmalı tabi.

Eğer bu sınırı netleştiremezseniz anti-depresan ilaçlar hakkında bir psikiyatri kadar bilgili duruma gelebilirsiniz benden söylemesi.

Vahşi kapitalizmin en büyük dayanağıdır kaygı.

İnsanları, ucunu asla göremeyeceği bir tünele sokup orada yapayalnız bırakmak.

Yalnızlaşmak, bencilleşmek..

Giderek daha da bencilleşmek..

Artık sadece kendini düşünür olmak..

Bir başkasını umursamamak..

Kendi başının çaresine bakmak.. biriktirmek.. biriktirmek.. daha fazla biriktirmek..

Yanılmıyorsam Tarık TUFAN anlatıyordu: ”gecenin bir yarısı pejmurde bir halde bankta yatan bir adam gördüm.

Cebimden üç beş lira çıkarıp verdim.

Bir şeyler yersin amca dedim.

Bu gecelik karnımı doyuracak param var dedi, almadı.

Bu parayla da yarın bir şeyler yersin dedim.

Onu da yarın düşünürüz dedi, almadı parayı.”

Biriktirmemek..

Yatırımsız yaşamak..

Hesapsız düşünebilmek..

Bizi yutmak için ağzını açmış, dişlerinin gölgesi üzerimizde olan sömürü düzeninde bunları becerebilmek için sanırım bankta yatan amca gibi hayata meydan okumak ya da akli melekeleri kaybetmek gerekiyor.

Aksi takdirde -ki zaten öyle oluyor- biz de çarkın dişlileri arasında öğütülenlerden oluyoruz.

Sağlıcakla kalın..

Yayınlama: 27.07.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.