Başbakan Kurz, Kimse Görmeden Yargıya Müdahale Etti

Avusturya Maliye Bakanı Blümel (ÖVP) hakkında yolsuzluk iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Blümel’in, partisine yapılan bağışlar karşılığında Avusturya merkezli kumarhane makineleri üretici ve oynatıcı holdingi Novomatic lehine, İtalya’da 20 milyon Euro vergi borcuna müdahale ettiği ileri sürülüyor.  Başbakan Kurz, kendi partisinden olan maliye bakanının evinin savcılık tarafından aranması ve bazı belgelere el konulmasına karşın, yargı mensuplarına bir […]

Avusturya Maliye Bakanı Blümel (ÖVP) hakkında yolsuzluk iddiasıyla soruşturma başlatıldı.

Blümel’in, partisine yapılan bağışlar karşılığında Avusturya merkezli kumarhane makineleri üretici ve oynatıcı holdingi Novomatic lehine, İtalya’da 20 milyon Euro vergi borcuna müdahale ettiği ileri sürülüyor. 

Başbakan Kurz, kendi partisinden olan maliye bakanının evinin savcılık tarafından aranması ve bazı belgelere el konulmasına karşın, yargı mensuplarına bir mektup yazması Avusturya’da çok dillendirilmeden tartışılmaya devam ediliyor. 

Kurz, yargı makamlarına yazdığı mektupta, “yanlış varsayımları ve hatalı olguları” bertaraf etmek için tanıklık yapabileceğini belirterek, bu soruşturma yüzünden Avusturya’nın uluslararası prestij kaybedeceği uyarısında bulundu. 

Başbakanın yazdığı bu mektupla, savcılığın başlatmış olduğu soruşturmanın yanlış varsayımlar ve hatalı olgular üzerinden yapıldığı savunulmuş oldu.

Avusturya gibi sanayi devrimini tamamlamış, sosyal ve hukuk devletlerinde, bir iktidar parti mensubunun yargıya bu şekilde söylemde bulunması, direk yargıya müdahale olarak algılanmaktadır- algılanmalıdır…

Her fırsatta üçüncü dünya ülkelerine bağımsız yargı temkinlerinde bulunan Avusturya’nın başbakanı tarafından yargıya yazılan mektup, bir Türkiye’de vukuu bulan müdahaleler gibi gündeme gelmedi, aynı tepkiyi görmedi.  

Tabi ülkede cesur araştırmacı gazeteciler de var. 

Başbakan Kurz’un mektubu üzerine en etkili eleştirel köşe yazısı Der Standard gazetesi yazarı Katharina Mittelstaedt’en geldi. 

Der Standard gazetesinde yer alan yorumda, güçler ayrılığı hatırlatılarak, ‘’Yargıya saldıran bir başbakan, demokrasiye saldırmış sayılır” ifadesi yer aldı. 

İktidar partisinin bundan sonra daha neler olabileceği korkusuyla telaşa kapıldığı, yorumları yapılmakta. 

Die Presse gazetesinden Rainer Nowak ise, Kurz’u Amerika eski başkanına benzeterek, ‘’Savcıların, yanlış varsayımlar ve hatalı olgular nedeniyle saygınlıklarına zarar verecekleri uyarısında bulunuyor. Kulağa sadece Trumpçılık gibi gelmekle kalmıyor, tam anlamıyla öyle’’ yorumunda bulunuyor. 

Nowak, bir gerçekliğe işaret ederek, ‘’ Bitmek bilmeyen davaları’’ hatırlatıyor. 

Geçtiğimiz yıl Avrupa Konseyi, üye ülkeler içinde yargı ve hâkim bağımsızlığının tehdit altında olduğu üye ülkeler içinde Macaristan, Polonya, Romanya ve Türkiye’yi göstermişti. 

Bu ülkelerde iddia edilen yargı müdahaleleri ile Avusturya’daki yargı müdahalesi, rakamsal ve kapsam anlamında tabi ki kıyaslamak haksızlık olur. 

Ancak bu durum bize, siyasi iktidar söz konusu olduğunda, en demokratik ve hukuk devleti olarak boy gösteren ülkelerde bile yargıya müdahale olacağını göstermiştir. 

15 Temmuz 2008 Ergenekon Davası sürecinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ben bu davanın savcısıyım” açıklaması nasıl yargıya bir müdahale sayıldıysa, Kurz’un yolsuzluk soruşturması yapan savcılara mektup yazarak, ‘’yanlış varsayımlar ve hatalı olgular nedeniyle saygınlıklarına zarar verecekleri’’ uyarısında bulunması da yargıya müdahaledir. 

Diğer taraftan, eski siyasetçi Peter Pilz’in internet haber sitesinde haberleştirdiği, Başbakan Kurz’un yurt dışında yaptığı bir tatilin hediye edildiği iddiası üzerine, Kurz’un büyük gazetelerin yayın yöneticileriyle gizli toplantı yapması da, basına bir müdahaledir. 

Modern dönemde yargıya biçilen en önemli görev, toplumsal barışı sağlamaktır. 

Güçler ayrılığını savunan yönetimler, soruşturma kapsamına girdiği andan itibaren, devletin tüm yetkililerinden ve seçilmişlerine kadar, hükmeden, onlardan üstün olan yargı mensubu hakimlerdir. 

Yargının bağımsız olduğu, dolayısıyla hukuk devletlerinde, bir tür hakemlik mekanizması olarak da değerlendirilebilecek, sorunları önceden belirlenmiş soyut ve genel kurallara göre çözecek bağımsız ve tarafsız yargıdır. 

Bu nedenle, ‘’Yargıya saldıran-müdahale eden bir başbakan, demokrasiye saldırmış sayılır…”

Yayınlama: 03.03.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.