Günah Keçisi | Veba da Yahudiler, Korona da Göçmenler

Başbakan Sebastian Kurz’un ikinci dalganın bu denli şiddetli olmasının nedenini, yaz aylarında Sırbistan ve Türkiye göçmenlerinin tatil dönüşlerinde ülkeye virüs getirmesine bağlaması, ülkede soğuk duş etkisi yarattı. Kurz, yaz aylarında salgının kontrol altına alındığını, herhangi bir kümelenmenin olmadığını ileri sürerek, bütün sorumluluğu ülkede yaşayan göçmenlere yüklemiş oldu. Her ne kadar sonradan ‘’göçmenler’’ yerine tatilciler sıfatını kullansa […]

Başbakan Sebastian Kurz’un ikinci dalganın bu denli şiddetli olmasının nedenini, yaz aylarında Sırbistan ve Türkiye göçmenlerinin tatil dönüşlerinde ülkeye virüs getirmesine bağlaması, ülkede soğuk duş etkisi yarattı.

Kurz, yaz aylarında salgının kontrol altına alındığını, herhangi bir kümelenmenin olmadığını ileri sürerek, bütün sorumluluğu ülkede yaşayan göçmenlere yüklemiş oldu.

Her ne kadar sonradan ‘’göçmenler’’ yerine tatilciler sıfatını kullansa da, koalisyon ortağı Yeşiller Partisi de dahil olmak üzere, her kesimden eleştiri aldı.

Başbakanı, Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg savunarak, “Geçen yaz yurt dışından getirilen Covid enfeksiyonlarının yüzde 75’inin Hırvatistan’dan ve Batı Balkan eyaletlerinden dönen yolculardan kaynaklandığı da bir gerçektir” sözleri, ırkçı ve ayrıştırıcı tartışmaları alevlendirdi.

Peki ne olmuştu?

Sıradan insanların yaz aylarındaki gelişmeleri gün be gün hatırlaması tabi ki mümkün olmayabilir. Ama biz haberciler için bu bir erdem değildir.

Tatil sezonu bitmiş, ülkede yaşayan göçmenler ana yurtlarından, yaşadıkları yurtlarına geri dönmeye başlamışlardı.

O günlerde Balkanlar’dan geldiği söylenen ilk vaka haberini Yukarı Avusturya Eyaleti Linz kentinden yapmıştık.

Sırbistan’dan dönen ailede korona tespit edilmiş, kötü olan ise, enfekte kadının ana okul öğretmeni olması, eşinin ise boyacı firmasında çalışıyor olmasıydı.

Dolayısıyla bu ilk yurt dışı vaka olayı, bir kümelenmeye neden olmuştu.

Keza yine Viyana ve Linz Ortodoks kiliselerinde (Sırp uyrukluların kilisesi) kümelenmeler tespit edildi.

Viyana Favoriten’de Türkiye’den gelen bir göçmen, katıldığı cenaze töreninde, 18 kişiye virüs bulaştırdığı, cenazeye Aşağı Avusturya Eyaletinden de katılanların olduğu tespit edilmişti.

Öte yandan, Avusturya medyasına manşet olan düğünlere girdiğimizde, işin içinden çıkmayız.

O günlerden aklımda kalan en ilginç anı ise, bir çiftin ‘’Koronaya rağmen yüzlerce kişi ile düğün yaptık’’ paylaşımı idi.

Bu tür onlarca haber yaptık. www.virgulat.com sayfasından hepsini okumak mümkün.

Başbakanın açıklamalarına geri dönecek olursak. Tabi ki tatilden dönenlerin vaka artışına etkisi kaçınılmaz olarak oldu. Burada mesele bu değil…

Mesele, bunu bir başbakanın söylemesi (…)

Avusturya’da yaşanan salgının yarattığı korku, korkunun yarattığı saldırganlık, kendisine bir hedef tayin edene kadar kısır döngü içerisinde ilerlemekte.

Nasıl ki, insanlar ilk günlerde tuvalet kağıtlarına hücum ederek, psikolojik rahatlık elde ettiyse, salgının yayılmasına vesile olan katmanlara da öyle saldırarak rahatlamayı seçecektir.

Bu anlamda, başbakanın açıklaması yersiz ve ayrıştırıcıdır. Yüzde yüz doğru bile olsa, bir lider, toplumun bir kesimini, diğer bir kesime hedef gösterircesine ifşa edemez.  

Zaten yabancı olmanın verdiği dezavantajlarla her gün mücadele etmek zorunda kalan göçmenleri, salgının çoğalmasında baş aktör olarak göstermek, Orta Çağ Avrupa’sında Veba salgınlarının “Günah Keçisi” olarak “Yahudilerin” sorumlu tutulmasından ne farkı olabilir ki…

Halk, Veba salgının durdurulması için kiliselere güvenmiş, kiliselerin bütün yaptırımlarına boyun eğmiştir.

Ama gel gör ki, kiliseler Vebayı engellemek bir yana dursun daha da yayılmasına, cahilliklerinden dolayı vesile olmuşlardır.

Vebadan ölen cesetleri güya kutsadıkları nehirlere atarak, nehir boyunca yaşayan insanlara Vebanın bulaşmasını sağladırlar.

Başbakan Kurz, yönetemedikleri salgın sürecinin sonuçlarını değiştirmek, olası bir erken seçimin önünü kesmek için, hedef şaşırtıyor, dikkatleri göçmenlerin üzerine çekiyor.

Zira halk, hükümete güvenmiş ve bütün yönetmeliklerine, en azından diğer ülkelere göre daha uysal davranmıştır.

Başbakan korona salgınında, uzatmaları oynayan takım gibi, her fırsatı değerlendirip, kazanmayı amaçlıyor.

Ama tek farkla, maçı kaybedeceğini anlayınca hakemi değil, direk seyircileri suçlayarak…

Yayınlama: 03.12.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.