Hiç Durmadan…

Onbeş yaşındaki Boran çizdi virgülün logosunu, 18 yaşındaki Deniz ile iki küçük çocuk annesi Saadet, Virgül isminin bilimsel bir içerik taşıdığını tartıştı. Sürekliliği olduğuna kanaat getirdiler.  Denize Çetin’e göre, bilim sürekliliği olan bir şeydi ve hiç bir şeye nokta koymuyordu.  Saadet Akın’a göre ise, taraflar arasına virgül konulmalıydı. Zira fikirler sabit değildi, ortak noktalar bulunabilir, […]

Onbeş yaşındaki Boran çizdi virgülün logosunu, 18 yaşındaki Deniz ile iki küçük çocuk annesi Saadet, Virgül isminin bilimsel bir içerik taşıdığını tartıştı.

Sürekliliği olduğuna kanaat getirdiler. 

Denize Çetin’e göre, bilim sürekliliği olan bir şeydi ve hiç bir şeye nokta koymuyordu. 

Saadet Akın’a göre ise, taraflar arasına virgül konulmalıydı.

Zira fikirler sabit değildi, ortak noktalar bulunabilir, bu ortak noktalardan hareket edilinebilirdi. 

Evet Virgül olmalıydı… 

Boran Çetin bütün bu tartışmalara, ‘’Almanca’’ virgül devamlı hareket halinde, hiç durmuyor ki zaten-diyecekti. 

Birkaç idealist kişi ile çıktığımız bu yolda, Hegel’in ‘’Hakikat bir sentezdir, bu sentez, tez ile anti-tez-in birleşimiyle ortaya çıkmıştır’’ savını kılavuz edinerek, Marx’ın diyalektik yöntemi ile, yorumlarımızı, zıt kavramlar arasındaki çelişkileri irdeleyerek oluşturmaya çalıştık. 

Ve hiç durmadık…

Üç yılı geride bıraktığımız şu günlerde, kimseye rakip olmadık, kimseyide rakip görmedik…

Haftalık on binin üzerinde tekil ziyaretçinin haber okuduğu Virgül, zaman zaman haksız ithamlara maruz kalsada, bu ithamlara tebessümle yanıt vermiş, kendisini kimseye ispatlama ihtiyacı duymamıştır.

Çünkü virgül, kendi ve okuyucusunun gücünün farkındadır…

Her şeyden önce, ‘’bugün olduğu gibi’’, sosyal medya sayfalarımıza yapılan saldırılar, tehditler, reklam vericileri engellemeler, virgülden hiç bir şey götüremiyor.

Zira bütün bunlar bizim için bir araçtır.

— Amaç değil…

Habercilikte, araçlar değişir ama habercilik ilkeleri değişmez.

Bu ilkeler bizim düşüncelerimizde mevcut.

Bunu da değiştirmeye kimsenin güçü yetmeyeceğine göre, araçların bertaraf edilmesi önemsiz kalıyor.

Nihayetinde yeni bir sayfa açarak, devam etmekteyiz. 

<‘’Yorgunum; 

Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var

Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına

Düşmanlarım ulaşamazlar…’’ >

Nihat Behram’ın şiirindeki bu dizeler, sanki, haberciliğin ne kadar zor olduğunu ama bir o kadar mutluluk verdiğini, bu aşkı tatmayanların mutluluğa ulaşamayacağını dile getirmekte…

– Hiç bir okuyucumuza, haber taşımaktan başka bir vaadimiz olmadı, olmayacakta.

Sosyal medya sayfalarımızı beğenmeleri için, kimselere bir şeyler verip, dilenci kültürünü yaygınlaştırmaya da niyetimiz yok.

En büyük vaadimiz, haber vermek-taşımak…

Medya topluma doğru haber vermekle yükümlüdür.

Aynı medya toplumun, genel kültüründen, konuştuğu lisanın doğru kullanılmasına kadar sorumludur.

O nedenle, her türlü ırkçı, cinsiyetçi ve yozlaştırıcı haberler ve yorumlar yapmaktan uzak durduk, uzak durmaya da devam edeceğiz…

Virgül, öylesine seçilmiş bir isim değildir.

Biz virgüle karşı oluşabilecek her türlü cepheleri, daha yazılarımızı kaleme almadan biliyor ve öngörüyoruz. 

Ve biz diyoruz ki, iki bin beş yüz yıl önce, iki ayrı renkte taşla Yunanistan’da başlayan demokrasiye olan inancımızın bize kattığı değer ve güç ile, demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yıkmak isteyen cehalete karşı, ırkçılığa karşı görünüp, ırkçılık yapanlarla, topluma aklı yerine duygularını kullanmayı öğretenlerle, amansız bir mücadele edeceğimizden, dördüncü yılımıza girerken de devam edeceğinden kimselerin şüphesi olmasın.

Efendim, yeni yılda umudunuz  olsun.

Kitap alın, eşinize, dostunuza, çocuğunuza ve kendinize…

Nice Yıllara…

Yayınlama: 30.12.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.