İçinde göçmen yoksa, demokrasinin tek ayağı topaldır!

Avusturya’nın küresel demokrasi sıralamasındaki notunu düşürmesi nedeniyle ülkede, “Avusturya’da ikinci sınıf bir demokrasi mi var?” tartışmasını tetikledi.  Gothenburg Üniversitesi’nin “Demokrasinin Çeşitleri” enstitüsü tarafından Nisan ayında Avusturya’da, “Liberal Demokrasi yerine Seçim Demokrasisi“ anlayışının hakim olduğunu ileri sürdüğünden beri, sanattan siyasete ve medya-siyaset ilişkilerinde çeşitli platformlarda tartışmalar başlamıştı.  Ana muhalefet vatandaşların siyasete daha aktif katılımını sağlayan bir […]

Avusturya’nın küresel demokrasi sıralamasındaki notunu düşürmesi nedeniyle ülkede, “Avusturya’da ikinci sınıf bir demokrasi mi var?” tartışmasını tetikledi. 

Gothenburg Üniversitesi’nin “Demokrasinin Çeşitleri” enstitüsü tarafından Nisan ayında Avusturya’da, “Liberal Demokrasi yerine Seçim Demokrasisi“ anlayışının hakim olduğunu ileri sürdüğünden beri, sanattan siyasete ve medya-siyaset ilişkilerinde çeşitli platformlarda tartışmalar başlamıştı. 

Ana muhalefet vatandaşların siyasete daha aktif katılımını sağlayan bir önlem paketinin gerekli olduğuna inanıyor ve bunun parlamentarizmi güçlendireceğini ileri sürüyor. Ayrıca, resmi gizliliğin kaldırılması ve bilgi özgürlüğünün getirilmesi taslağının bu yıl Ulusal Konsey’de karara bağlanması gerektiğini vurguladı. 

Demokrasi notu düşen Avusturya, vatandaşlar arasındaki siyasi tartışmayı canlandırmak için, önemli yasa tasarıları ele alınırken uzmanların kamuya açık oturumlar yapması gibi, parlamento dışı sivil toplum güçlerinin etkisinin artırılması konusunda tartışmalar yürütmekte. 

Avusturya, bilgi edinme özgürlüğü yasası ve siyasi süreçlerin genel şeffaflığı gibi çeşitli projelerin uygulanmaması nedeniyle demokrasi endeksi sıralamasında düşüş yaşadı. 

Avusturya’da eski Başbakan Kurz’un istifa etmesine neden olan, “medya-siyaset” ilişkisinin karanlık yüzü, demokrasinin saç ayağından biri olan medya aracılığıyla, demokrasinin nasıl işlevsiz hale getirilmek istendiği görüldü. Diğer yandan, siyaset ile medya arasında yaşanan bu reklam yolsuzluğu bizlere, Avusturya medyasının demokrasiye hizmet edebilmesi için öncelikli olarak kendisinin demokratikleştirilmesi gerektiği gerçeğini de gösterdi. 

Siyasetçilerle ikili çıkar ilişkisine girmeyen medya grupları kısıtlamalara maruz kalarak, bilgi akışı ve reklam ve yayın ilandan mahrum bırakıldı. Yargıyı ve eleştirel medyayı kısıtlama girişimleri, ülkedeki demokrasi anlayışını, Macaristan’ın Viktor Orbán modeline dayalı bir seçim otokrasisine benzetilmesine kadar uzandı. 

Şu günlerde ana muhalefet Sosyal Demokrat Parti [SPÖ], demokrasinin güçlendirilmesi konusunda parlamentoda sessini yükseltiyor. Peki muhalefetin demokrasi vurgusu ne kadar samimi ve ne kadar gerçekten demokrat?

Kendine demokrat olan muhalefet, Liberal Demokrasiyi güçlendirilmesini savunurken, “Vatandaşlık Yasası” en başta SPÖ’nün karşısında anti demokrat bir uygulama olarak duruyor. 

Başta SPÖ olmak üzere, eski ve yeni koalisyon hükümetinin programı, vatandaşlığa kabul konusundaki reform birikimine tek bir kelime ayırmıyor. Göçmenler vergi ödüyor, çoğu burada doğdu ama oy kullanmalarına izin verilmiyor… 

Çünkü katı bir vatandaşlık yasası onları engelliyor. Göçmenleri yasal ve politik olarak eşit kılmak yerine, onları ayrıştıran bu uygulama ile ülkedeki demokrasi tartışması kısır kalmakla beraber, kendine demokrasi olmaktan ileriye gidemeyecektir. 

Her gecen gün demokrasinin kan kaybettiği Avusturya’da, demokrasinin teminatı olarak kendisini gören SPÖ, kendi içerisindeki göçmen siyasetçilerin otoriter ve anti-demokratik davranışlarını görmezden gelmektedir. Göçmenleri sübjektif koşullarından bağımsız bir bütün olarak gören SPÖ, parti ilkelerine aykırı olmasına rağmen, göçmen oylarını almak için kimi zaman faşist ve ırkçı davranışlarda bulunan göçmen siyasetçilerine sahip çıkıyor, onların gerçekten demokrat bir kişiliğe bürünmelerinde ısrarcı olmuyor. 

Medya-siyasetçi çıkar ilişkileri, herhangi bir ilkeye dayanmadan Türkçe haberciliğini partinin ve dolaysıyla göçmen siyasetçinin basın bülteni olarak kullanmasına neden oluyor. Bu durum göçmen seçmenin göçmen siyasetçiler hakkında doğru olmayan ve abartılan bilgiler edinmesini sağlıyor. 

Bugün, federal veya eyalet parlamentolarında seçilmiş Türkiye göçmeni siyasetçilerin, içinde bulundukları parlamentoya sundukları ne bir soru önergesi veya öneri sunduğu görülmemiştir. Şayet var ise ulaştırılması durumunda özel haber yapacağımızdan şüpheleri olmasın… 

İki milyon göçmenin yaşadığı Avusturya bu konuda sağlam ve yapısal değişikliğe gitmediği sürece, bir ayağı topal demokrasi ile ilerlemek zorunda kalacaktır.

Yayınlama: 15.08.2022
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.