Vatanım, vatanıma yardım ediyor [Meine Heimat, hilft meiner Heimat]

Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsılan Türkiye’ye uluslararası yardımlar çok yönlü devam ediyor.

Tabi ki en önemli yardım, enkaz altından canlarımızın kurtarılmasına yapılan yardımdır.

Avusturya deprem bölgesine kurtarma ekibi göndermiş, ekip kurtarma çalışmalarında dokuz kişiyi enkaz altından çıkartarak, Avusturya’da yaşayan Türkiye kökenlilerin gönüllerinde manevi bir yer edinmiştir.

Federal Ordu kurtarma mensupları perşembe günü Avusturya’ya döndü. Viyana Havalimanında onları, yüzlerce insan ellerinde çiçek, bayrak ve pankartlarla karşıladı.

Coşku ve hüznün bir arada olduğu ses tonlarından çıkan tezahürat, havalimanı boşluğunda yankılanıyordu…

Hatay’da enkaz altında kalanları kurtarmak için koşarak giden kurtarıcıları, yüzlerce insan koşarak gitti karşılamaya… Bu bir vefa borcuydu…

Kim ne derse desin, acı birleştirici rol oynamış, Avusturya’nın yerli halkı ile bizleri hiç olmadığı kadar yakınlaştırmıştır. Maalesef, birlikte yaşamın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bizlere deprem hatırlatmış, ancak bu hatırlamanın bedeli çok ağır olmuştur.

Deprem bölgesinde kurtarma çalışması yürüten Federal Ordu mensupları, Avusturya’da yaşayan gençlerimizde görülen aidiyet eksikliğine karşıda bir kurtarma çalışması yürütmüştür.

Avusturya devleti ve halkının depreme karşı duyarlılığı, gençlerde sahiplenildiği duygusunu tetiklemiş ve tetikleme kendisini, kurtarma ekibini karşılama esnasında attığı slogan ve Vatanım vatanıma yardım ediyor [Meine Heimat, hilft meiner Heimat] yazılı pankartla göstermiştir.

Bugüne kadar “Birlikte Yaşam’ı”, siyasi lobi ve ırkçı çalışmalarla, Türkiye kökenlilerin Avusturya kurumlarına ve de halkına güvenmesinin önü kesilmiş, doğduğu, çalıştığı ve vergi verdiği ülke tarafından sahiplenilmediği duygusu ile içine dönük paralel bir yaşam sürdürülmesi sağlanmıştır.

Ancak, Avusturya Hükümeti, Federal Ordu ve ülkede söz sahibi olan yardım kuruluşlarının Türkiye için kampanyalar başlatması, ülkede yaşayan yaklaşık 320 bin Türkiye kökenlilerde sahiplenildikleri duygusunu kısmen de olsa yaratmıştır.

Havaalanında dramatik sahnelerin yaşandığı karşılama töreninde ağlayan havalimanı polis memuru, bizlere bir kez daha acının ırkı, dini ve coğrafyasının olmadığını göstermiş, yabancılara bilerek ceza yazıyor iddiasıyla ırkçı dediğimiz polis, bu sefer ana yurdumuzda depremde canlarını kaybedenler için göz yaşı döküyordu…

Karşılama törenin sonuna doğru tesadüfen lavaboda karşılaştığım polis memuru, lenslerini çıkarmış ve geri takıyordu. Muhtemelen ağladığı için temizlemek zorunda kalmıştı. Biraz onu izledim. Aynadan beni gördü ve neden ona baktığımı biliyormuşçasına tebessüm etti. Kolluk kuvvetleriyle sohbeti pek sevdiğim söylenemez- ama sohbet ettim…

Polis memurunun yanından ayrılırken, Tolstoy’un o ünlü sözü geldi aklıma; “Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.”

Avusturya, yaramaz göçmen çocuklarının acısını görmüş ve onların vatanına yardım etmiştir.

Avusturya’yı ikinci yurdu olarak görmede arafta kalan Türkiye kökenliler, “Meine Heimat, hilft meiner Heimat” yani, Vatanım vatanıma yardım ediyor diyerek arada kalmanın kapısını biraz aralamış oldular…

Yayınlama: 18.02.2023
Düzenleme: 21.02.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.