Viyana-Ankara Sandık Paslaşması

“Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.” Yaklaşık 2500 yıl önce Heraklitos’un bu tespitinden yola çıkarak, birbirine zıt olan ama aynı amaç uğruna çaba harcayanları anlamamıza yardımcı olacaktır.   Varlıkların meydana gelişi ancak birbirlerine zıt olan ve bundan ötürü birbirlerini devam ettiren zıtların […]

“Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar.

Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.” Yaklaşık 2500 yıl önce Heraklitos’un bu tespitinden yola çıkarak, birbirine zıt olan ama aynı amaç uğruna çaba harcayanları anlamamıza yardımcı olacaktır.

 

Varlıkların meydana gelişi ancak birbirlerine zıt olan ve bundan ötürü birbirlerini devam ettiren zıtların çatışmasına bağlıdır. Heraklitos, savaşın her şeyin babası ve kralı olduğunu; kimini tanrı, kimini insan olarak ortaya çıkardığını; kimini köle, kimini özgür kıldığını söyler.

 

Avusturya gündemindeki bir gelişmeyi köşesinde değerlendiren birisi, neden milattan önce yaşamış bir filozofun tespitinden yola çıkar?

 

İçinde bulunduğumuz ve bizlere sunulan yönetim biçimlerini daha iyi anlamamız için, olaylara farklı acılardan bakmakta devamlı yarar vardır. Bu sayede, öngörülerimiz zenginleşir ve mantık sınırları daha kalın çizgilerle çizilmiş olur.

 

Avusturya hükümetini, Türkiye ve Ankara mevcut iktidarı için hayati önem taşıyan seçimlerinin, yurt dışı oy kullanma işlemlerinin başlamasının ikinci gününde, öteden beri üzerinde çalıştığı İslam Yasaları kapsamında, ‘kapatma ve denetleme’’ eylemlerini açıkladı. Kırk imam yurt dışı edilecek, 7 cami kapatılacak.

Haber Ankara’ya ve Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmenlerinin gündemine bomba gibi düştü.

 

Neden O Gün?

 

-Viyana Hükümeti neden seçimlerin başlamasını bekledi veya neden seçimlerin bitmesini beklemedi?

 

-Viyana Hükümeti yapacağı açıklama ile, AK Parti Avusturya ve Avrupa yapılanmasının, kitleleri kendi lehine sandığa taşıma fırsatı verdiğini bilmiyor mu?

 

-Viyana Hükümeti, Avrupa’da ve Avusturya özgülünde seçimlere katılım oranının, Ramazan ayının da etkisiyle düşük olacağını bildiği halde, böyle bir açıklama yaparak, Türkiye göçmenlerinin hem dini, hem de milliyetçi duygularının kabaracağını bilmiyor mu?

 

-Viyana Hükümeti, öteden beri siyasi ve diplomatik çekişmeler yaşadığı Ankara hükümetinin ve onun Avusturya ve Avrupa uzantılarının daha da güçleneceğini bilmiyor mu?

 

-AK Patinin kendi içerisinde bile bariz görülen, seçimlerden yenik çıkma korkusunu, yine AK Partinin yıllarca yaptığı ‘’mağdur’’ politikalarına Viyana’dan destek verilmiş olmadı mı?

 

Avusturya Hükümetiyle, Türkiye mevcut iktidarının diplomatik ve siyasi anlaşmazlıklarının devam etmesi, her iki iktidar içinde kazanç sağladığı kaçınılmaz.

 

Her şeyin bir zıttı vardır. Ve yine zıtlar birbirilerini besler ve ayakta tutar. Yazımın başında Heraklitos’dan alıntı yapmamdaki kasıtta bu nedenledir. Diyalektik yöntemle gelişmeler değerlendirildiğinde, zıt görünen iki ayrı noktanın birbirlerini nasıl beslediklerini görebiliriz.

 

Avusturya Başbakanı, oy kullanma işlemlerinin ikinci gününde, Türkiye göçmenlerinin en hassas oldukları noktadan vuruş yaparak ve yine, o en hassas noktadan siyaset yapan Ankara iktidarına oy kazandırma çabasına girmiştir.

 

Perşembe günü, AK Parti Viyana’da verdiği iftar yemeğinde konuşan, AK Parti İstanbul Milletvekili Adayı, Avusturya’daki sivil toplum örgütlerinin ‘’Din ve Din kültür’’ kapsamında yaptıkları çalışmalarına Türkiye’den yapılacak desteği iki katına çıkaracağız dedi. Aynı davette, defalarca Avusturya devleti tarafından, AK Partililerin üzerinde çok büyük baskılar olduğu kafalara kazındı.

 

Bir gün sonra, yani Cuma günü, Avusturya Hükümeti, bir gün önce AK Parti Milletvekili Adayının, Sivil toplum örgütlerine vaat ettiği desteklerden dolayı, yani dış finans kaynakları kullandıklarından dolayı, 40 imamın oturum iznini kaldıracaklarını açıkladılar.

 

Komplo teorileri üretmek değil amacım. Ama olayların farklı acılardan irdelenmesi sonucunda, karşımıza ‘’danışıklı dövüş’’ sahnelerini aratmayan bir durum çıkıyor.

 

Peki, Avusturya Hükümeti veya AB ülkeleri Hiç Erdoğan’ı Destekler mi?

 

Evet destekler. Hem de saldırarak. Her ülke kendi iç dengelerini gözeterek, karşı tarafa saldırı düzenler ve bu saldırı karşı tarafı, karşı tarafın kendi içinde kurmak istediği dengeleri değiştirmesine ve güçlenmesine neden olabilir. Aynı durum Avusturya içinde geçerli, Avusturya’nın asıl karın ağrısı, sosyal yardımlarda yapmak istediği ‘’ırkçı’’ değişikliklerin alt zeminini oluşturmak. Avusturya’da yaşayan Müslüman göçmenlerin değer yargılarına hoyratça yasalar çıkarmasının ardında yatan, Radikal İslam dediği şeyi canlandırmak ve onun üzerinden yeni ırkçı yasalar çıkarmaktır.

 

Öteden beri AB ülkelerinin, Erdoğan iktidarına karşı tutum almalarının altında yatan gerçek, Erdoğan’ın iktidarda kalmasını istemelerinden kaynaklanmaktadır. Erdoğan iktidarına her türlü ticari alışverişlerin devam etmesi bu tespiti doğrular nitelikte. AB’nin Erdoğan iktidarına her saldırdığında, Erdoğan iktidarının biraz daha güçlendiğini biz görebiliyorsak, AB siyasal bilimcilerin görmemesine imkan yok.

 

Avusturya’nın Cuma günü yaptığı camiler açıklamasının sandıklara AK Parti olarak yansıma olasılığı yüksek. Avusturya Başbakanı Kurz, kendi çevresinden bile gelen ‘’şimdi açıklamayalım’’ çağrısını hiçe sayarak seçim ortamını ırkçı bir platforma taşımasının sonuçları, ters de tepebilir, sandığa gidenlerin önünü de kesebilir.

 

“Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.”

 

Yayınlama: 09.06.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.