Yeni yıla bu kadar anlam yüklemeye hakkımız var mı?

Yeni yılda neleri değiştireceksiniz? Daha doğrusu değiştiremeyeceğiniz neler için sözler vereceksiniz? Bazı giderleri birden gereksiz görüp tasarruf mu yapacaksınız? Sigaranın sağlığa zarını mı keşfedeceksiniz? Çok kilo aldınız, yılbaşı hindisinden sonra diyete mi başlayacaksınız? Aslında “evet” bile diyemeden artık “hayır” demeyi mi öğreneceksiniz? Sanki sizin elinizdeymiş gibi, gereksiz yere üzülmeyecek misiniz?  Yeni yıl demek yeni başlangıçlar, […]

Yeni yılda neleri değiştireceksiniz? Daha doğrusu değiştiremeyeceğiniz neler için sözler vereceksiniz?

Bazı giderleri birden gereksiz görüp tasarruf mu yapacaksınız? Sigaranın sağlığa zarını mı keşfedeceksiniz? Çok kilo aldınız, yılbaşı hindisinden sonra diyete mi başlayacaksınız? Aslında “evet” bile diyemeden artık “hayır” demeyi mi öğreneceksiniz? Sanki sizin elinizdeymiş gibi, gereksiz yere üzülmeyecek misiniz? 

Yeni yıl demek yeni başlangıçlar, yeni hedefler demek (…) Bunu kim demişse öz yıkım yaşadığı kesin. Zira milatlar matematiksel hesaplar dışında pek bir işe yaramaz, zaten buna gerekte yoktur. Çünkü yapılması gereken bir şeyin yapılması gerektiğine karar vermek başlı başına bir milattır. 

Yıl başı gibi tarihsel başa dönüşler, çaresizliğin soyut isyanıdır aslında. Bu isyan kimi zaman Ortadoğu’nun bir kasabasında, her an çatısına bomba düşme ihtimali olan bir evden yükselir, kimi zaman Afrika’nın en kuytu köşesinden. Birisi barış olsun, diğeri açlık olmasın diye yeni yılda temennide bulunur. 

Yeni yılda aynı temennide bulunan başkaları da vardır… 

Mesela Almanya veya Amerika liderleri de dünya barışını temenni eder, Vatikan’da papa oturduğu altın koltuktan, Afrika’daki aç insanlar için dua ettiğini söyler. Sizce de yeni yıla bu kadar sorumluluk yüklemeye hakkımız var mı? 

Yıl başı ve buna benzer günlerin tek güzel yanı, yalanda olsa, söylenmesi gereken iyi temennilerin, söylememesi gereken kişilere söyletiyor olmasıdır. Düşünsenize Hitler yeni yıl mesajı yayınlıyor. Alman halkının refah içince yaşayacağı bir yıl diliyorum diyor. Orada bile ırkçı. 

İyi de güzel dileklerde bulunmanın neyi kötü…

Kötü değil. 

Umut etmek güzeldir. 

Ancak insanların toplum için iyi dileklerde bulunmasından bağımsız olarak, toplumun geneline iyi dileklerde bulunulmasına neden olan da insanın kendisi değil midir?

Savaşlar ve açlık doğal bir sürecin sonucunda gelişen bir olay değildir.

İnsanları içinden çıkılmaz zor durumlara sokanlar, milat günlerinde o insanlarla birlikte temennilerde bulunması ne kadar tuhaf dimi. İnternette, uzmanların sağlıklı zayıflama formüllerini arayanın karşısına devamlı McDonald’s reklamlarının çıkması gibi. 

Ama umut etmek güzeldir. 

Yoksul kimse, yakında bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşar. Diğeri savaş bir gün bitecek diye. Ama bütün bunlar yeni yılın sırtına yüklenir. 

Yeni yılın sırtına yüklediğimiz sorumluluğun birazını biz yüklenmiş olsaydık, tarih bugün çok farklı yazılmış olabilirdi. 

‘Umut fakirin ekmeğidir’ diyenler, umut edilecek günleri bile belirlemiş. Bize sadece umut etmek kalıyor. 

Efendim, çok soyut dileklerde bulunmayacağım. Her yıl söylediğim şeyi tekrar edeceğim.

Yeni yılda kendinize, eşinize, çocuğunuza, komşunuza, arkadaşınıza bir kitap alın. O kitap üzerinden hayal kurun. Ama hayallerinizi sakın milatlar üzerinden ertelemeyin…

İyi yıllar…

Yayınlama: 30.12.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.