Hayat Okuyarak Güzelleşir…

“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” Orhan Pamuk’un  yeni hayat adlı kitabı bu cümleyle başlıyor. Ben bu konuda Orhan Pamuk’un dediği gibi bir kitap okudum hayatım değişti diyemem ama, birden çok ama çok fazla kitap okudum ve hayatım değişti diyenler vardır diye düşünüyorum. Ne mi değişir, süreklilik durumunda? Mesela hayata bakış açısı, […]

“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti”

Orhan Pamuk’un  yeni hayat adlı kitabı bu cümleyle başlıyor.

Ben bu konuda Orhan Pamuk’un dediği gibi bir kitap okudum hayatım değişti diyemem ama, birden çok ama çok fazla kitap okudum ve hayatım değişti diyenler vardır diye düşünüyorum.

Ne mi değişir, süreklilik durumunda?

Mesela hayata bakış açısı, insanları olayları değerlendirme, doğaya yaklaşım, siyasi hayat, hayattan alınan zevkler, sanata bakış açısı gibi genel olarak insanı değerli ve güzel insan yapan bir çok şey kazanılabilir ya da dönüşüme uğrayarak tüm bunları edindim diyebilir bir insan.

Kurduğum ..

Ebilirli cümleme bir çok kesiniyet içerikli cümle de sığdırabilirim.

Bu işler sadece “bir kitap” ile değil, zamanla ve hayat boyu sürekli okumaya devam etmekle olur diyenlerdenim. Böyle düşünerek çoğunluğun içinde olduğumu biliyorum.

Kitap okuyan insanlardaki değişim neye benziyor biliyor musunuz? 

Hani mağaralarda bulunan sarkıtlar ve dikitlerin oluşum sürecini gözlemlemek gibi bir insana uzun süre ne verirseniz onu biriktireceğini gözlemlemek.

Bu birikim çok uzun süreli sabır ve çaba gerektirecektir.

Çabalarımız ve sabrımızla okuma sonucunda iç dünyamızın değişmeden kalması mümkün görünmüyor.

Kitap okumakla her şey bir günde değişmez dedik başta. Söyle efendim aşama aşama.

Önce tabuların, doğmaların var ya inandığın fikirler işte onlarda bir yumuşama olur.

Acaba dersin, bir eksiklik ya da bir yanlışlık var mı benim fikirlerimde.

Yani senin kendini yoklamanı, sorgulamanı sağlar.

O inandığın doğrular yanlış ise yerini yeni doğrulara atar, yeni arayışlara.

Bu noktada okuyucunun dıştan alım gücü önemli.

Bir şey daha önemli.

Devamlılık…

 Önemliye bir şey daha ekliyorum kitap, farkındalık ve arayış katar insana.

Çünkü orada ulu şahsiyetlerin deneyimleri, gözlemleri, ruhları vardır.

Nihayetinde insan ömrü dünyadaki tüm tecrübeleri edinemeyeceği için zamanında edinmiş tecrübelerden faydalanılmalıdır.

İşte bu yüzden kitap insanı değiştirir efendim.

Fakat değişimin son şartı “bilmek yetmez uygulamak lazım; istemek yetmez yapmak lazım” demiş Goethe.

Vecizedeki gibi bunu eyleme dökmek değişimin son şartı.

Eylemde bulunmak…

Uygulamak.

Bilgi insanı özgürleştirir diyorum.

Fikir, hayal, duygu aktarımının en etkili yolunun kitaplardan geçmesi insanı özgürleştirmesinden kaynaklanıyor olması hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek.

Etrafımıza çekilen yalan perdesini yırtmak ve ayağımıza takılan prangalardan kurtulmak için kitap okumaya mecburuz diyorum.

Buradaki mecburiyet keyif alınacak bir mecburiyet.

Okuruz.. Okudukça da kelimelerimizin, hareketlerimizin, duygularımızın, korkularımızın, kontrollerimizin, rollerimizin, tiplerimizin değiştiğini fark ederiz.

Okuma fiiliyle  elbette hayatımız değişir.

Daha kültürlü, daha bilgili, karşılaştığı olayları anlamlı şekilde yorumlayan, dünyayı tanıyan insanlar olmak istemez miyiz?

O halde kitap okumamız elzemdir. Keyifli bir elzem.

 Bak yine Orhan Pamuk’tan bahsediyorum.

İtiraf edeyim yaklaşık üç gündür O’ nu ve kitabını düşünüyorum.

Bir kitap ve koca bir değişim.

Öyle ufak tefek bir şeyde de değil koca bir hayatta değişim.

Kendime düşüncelerime dur diyorum .

Yaz diyorum.

Yazıyorum…

Orhan Pamuk’un sözünden çok daha çarpıcı, tüylerinizi diken diken edip sizi duygulandıracak bir söz var.

Hemen şimdi yazıyorum…

“Çocukken fakirdim.

İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim.

Eğer böyle olmasaydı bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım” der Mustafa Kemal Atatürk.

Nasıl?

Kendi iç dünyanıza döndünüz şuan eminim.

Ben ne zaman bir yerlerde bu yazıya denk gelsem kendimi düşünürüm.

Ben olsam o yaşlarda yapar mıydım diye.

Kitap okumakla, sadece kendinizi değil, bir ulusun kaderini bile değiştirebilirsiniz.

Hatta ileri giderek düşünüyorum.

Dünyayı da değiştirebilirsiniz.

İnsandaki minimum seviyedeki değişim, maksimum değişimleri beraberinde getirecektir.

Bir nevi geri dönüşüm yapacaktır.

Şöyle ki; kitap okuyan insan kendisini geliştirir.

Kendisini geliştiren insan arkadaşını, ailesini doğacak ya da doğmuş çocuğunu geliştirir. Dolayısıyla toplum gelişir.

Toplum gelişirse hayatın tamamı değişir.

Alın size harika bir geri dönüşüm.

Evden işe işten eve gel git olan hayatımızda gerçek manada düşünmediğimizi fark ettim. Buraya dikkat edin nere bağlayacağıma.

Gerçekten ciddi manada düşünmüyoruz.

Gündelik hesaplar planlar dışında düşünme eylemini hiç kullanmıyoruz ki onlara da ne kadar düşünmek denebilirse.

Düşünmek…

Kulağa her zaman yaptığımız bir fiil olarak geliyor olabilir ama maalesef. ‘memnun bir aptal olmaktansa, memnun olmayan bir Sokrates olmak daha iyidir.’ sözünü de bir düşünelim derim…

Benim düşünme kabiliyetim diyor ki olaya gelin bir de tümden gelerek bakalım.

Toplumlar değişip geliştikçe yeni düşünceler doğar, yeni düşünceler yeni kitapların yazımına ortam hazırlar. kitap, düşüncenin sonucu değil midir?

Okuduğun kitaplara uygun, onları kavrayacak bir düşünüş biçimi geliştirmemiz kaçınılmaz.

Klişeleşmiş bir ilk düşünme şekli olan -mmm kitap okumalısın böylelikle kelime dağarcığın genişler- in yanı sıra insanın içindeki o sığlığın da önüne geçmiyor mu sizce kitap okumak?

İnsanlar günden güne telefonlarına hapsolmuş bir canlı olmaya evrilirken ve ülkede de kitap okuma oranları bu kadar düşük iken bırakın da kitap okumayı sevenler severek okumaya, okutmaya devam etsin, değil mi?

Derler ki; en ucuz seyahattir okumak.

başka hayatlara, başka ülkelere, başka zamanlara…

Bazen kış ortasında, denizin miss kokusunu duyarsınız kitabın sayfalarında, bazen yaz günü içiniz üşür.

Gülersiniz en çok ihtiyacınız olduğu anda veya ağlarsınız içiniz sıkıldığında.

Özgür hissedersiniz, gerçekte bir kafes içinde olsanız bile.

Var mı bundan büyük zenginlik, var mı anlık bile olsa değişen duygular kadar güzel bir şey? Umarım o paragrafı herkes yakalar.

Bir de şöyle bir şey var ki; kitap okuyan adam okuduğu şeyleri sürekli zihninde canlandırdığından empati yeteneğini ve hayal dünyasını geliştirir.

Empati yapabilmek olayları daha iyi anlamanızı sağladığı gibi çözümleme konusunda da size hatırı sayılır bir destekte bulunur.

Olayları çözümleme yeteneği gelişen insan karşısındaki hayatı daha iyi anlar, daha kolay çözüm yolları bulur, içinde olduğu yaşamı daha iyi idrak edebilir, bilinçlenir.

Hayal dünyası gelişmiş ve artık dünyada olup bitenlere anlar gözle bakan insanlar sorgulama yeteneklerini de böylece geliştirir.

Sorgulama yeteneği gelişen insanlar da sağa sola savrulup, rüzgar nereye eserse oraya yönelen bir embesil olmaktan çıkar, karakter kazanmış olur.

 

Özetlersek: kitap size empati yapabilme, rasyonel düşüne bilme, kolay çözümleme yapma, karakterinizi inşa etme ve dünyayı algılama becerilerinizi geliştirir.

Kısaca kitap, hayatınızı değiştirir.

Bugüne kadar görmediğin renkleri görme, duymadığın sesleri duyma gibi şekillerde sirayet eden bir değişikliğe yol açar.

Ya bir okuma fakiri olursunuz, tüm derdiniz kendinizde yaratamadığınız bir karakter yüzünden başkalarının hayatına salça olmak olur ki bu size bir şey vermez.

Ya da kitap okur ve hayatı ayakları yere sağlam basar bir şekilde yaşarsınız.

Bu da size gerçekten yaşama şansı verir.

Seçim sizin.

HAYAT OKUYARAK GÜZELLEŞİR…

Sağlıkla ve kitapla kalın efendim…

Yayınlama: 21.10.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.