SPÖ’nün Yumuşak Karnı ‘MA 35’

Yaşlanan nüfusuna paralel olarak toplumsal yapısı göçmenlerle şekillenen Avusturya’nın 1993 yılında yüzde 10’u göçmenlerden oluşurken, günümüzde nüfusun yüzde 21’i yabancılardan oluşmaktadır.  Ülkede yüzde beş bandını aşamayan aşırı sağ FPÖ, 2000’li yıllarda iktidar ortağı olmuş, Avusturya’ya uluslararası Neo-Nazi yapılanmasına izin veriliyor baskısı nedeniyle, FPÖ kendisine çeki düzen vermiş, daha sonra parti bölünerek güç kaybetmişti.  Ancak mülteci […]

Yaşlanan nüfusuna paralel olarak toplumsal yapısı göçmenlerle şekillenen Avusturya’nın 1993 yılında yüzde 10’u göçmenlerden oluşurken, günümüzde nüfusun yüzde 21’i yabancılardan oluşmaktadır. 

Ülkede yüzde beş bandını aşamayan aşırı sağ FPÖ, 2000’li yıllarda iktidar ortağı olmuş, Avusturya’ya uluslararası Neo-Nazi yapılanmasına izin veriliyor baskısı nedeniyle, FPÖ kendisine çeki düzen vermiş, daha sonra parti bölünerek güç kaybetmişti. 

Ancak mülteci akımı ile başlayan sağ popülizm FPÖ oylarında gözle görülür artış sergilemiştir. 

Avusturya’da aşırı sağ FPÖ’nün oy oranının artması ve seçmen nezdinde karşılık bulması, başta merkez sağ ÖVP ve istisnasız tüm diğer partilerin de popülist söylemlere yaklaştırmıştır. 

Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), federal anlamada, ana akım ÖVP ve SPÖ partilerinin korkulu rüyası gibi görünmesi, FPÖ’nün güçlenmesinde her iki partinin katkı sağladığı gerçeğini değiştirmemektedir. 

Zira ikinci cumhuriyetin ilanından sonra ülkeyi dönüşümlü koalisyon hükümetleriyle yöneten Sosyal Demokrat Partisi SPÖ ve Halk Partisi ÖVP, birbirlerine olan mecburiyeti kırmak için üçüncü bir partinin palazlanmasına yardımcı olmuşlardır.

1980’den sonra SPÖ’nün koalisyon ortağı olarak kendisine, SS subaylarının kurduğu FPÖ’yü seçmesinin ardında yatan geçekte budur. 

FPÖ’yü kontrol altında tutacaklarını sanan iki ana akım parti, gelinen aşamada aşırı sağın retorik söylemlerine karşı söylem geliştiremediği gibi, ana akım siyaseti ve gündemi belirlemede etkisini de kıramadığı görüldü. 

Aşır sağ ülkenin kalbi sayılan başkent Viyana ve Viyana eyaletinde, yüz yılı aşkındır Viyana’yı yöneten SPÖ’nün de en büyük rakibi. 

SPÖ, Viyana seçimlerinde kendisini zorlayan ve işçi semtlerinde oylarını kaptırdığı FPÖ’ye karşı çok sert bir siyaset izliyor olsa da kentte yaşayan yabancıların siyasal anlamda yaşadıkları sorunları çözüm noktasında, FPÖ’nün istemlerinden çok da farklı davranmadığı görülüyor. 

SPÖ yönetimi altındaki Viyana eyaletinde, göçmenlerin can damarı olan vize, oturum izni ve vatandaşlık alımlarında yaşanan sıkıntılar, FPÖ’nün seçim mitinglerindeki yabancıların hayatlarını zorlaştıracak söylemleriyle örtüşüyor.

Bu kendisini son bir yıl içerisinde bariz bir şekilde göstermiştir. 

Viyana Eyaleti Göç ve Vatandaşlıktan Sorumlu Belediye Dairesi’nin (MA 35), öteden beri göçmenlerin korkulu rüyası olması bile, ideolojik beslenmesini ‘Avusturya Marksizm’inden’ alan ve diğer ülke sosyal demokrat partilerden bir adım ileride olduğunu ileri süren SPÖ için utanılması gereken bir durumdur.  

MA 35 dairesinin göçmenlere resmen eziyet etmesine bir çözüm bulamayan SPÖ’nün bu kadar rahat olması, neredeyse yarısının yabancı kökenli olduğu Viyana’da göçmen oylarını garanti görmesinden kaynaklandığı gibi, bir diğer etken ise en büyük rakibinin kan kaybına uğramasıdır. 

Ibiza skandalından sonra genel başkanının istifa etmesi ve devam eden yolsuzluk davaları, FPÖ’yü federal alanda ve Viyana eyaletinde de güçsüz kılmış, dolayısıyla SPÖ’nün Viyana’daki en büyük rakibi zayıflamıştır. 

SPÖ gecen yıl yapılan Viyana eyaleti seçimlerinde, daha önce FPÖ’ye kaptırdığı böğleri tek tek geri almış ve eyalet hükümetini neredeyse tek başına kurmaya muktedir oy oranına ulaşacaktı. 

Bu nedenle koalisyonu en az oy oranı olan Yeni Avusturya Partisi NEOS ile kurdu. 

Tuhaf olan, SPÖ oy oranlarında önemli bir etkiye sahip olan göçmenlerle ilgili belediye departmanı MA35’in yönetimini, koalisyonun küçük ortağı NEOS partisine vermesidir.  

Her ne kadar MA35 dairesine işi düşenler oy kullanamasalar da aynı ülkeden gelmiş ve Avusturya vatandaşı olmuş bir çevreye sahipler,- yani etkinler. 

MA 35, SPÖ’nün yumuşak karnı olmaya devam etmesi bir yana, daireden sorumlu NEOS partisi, seçimlerden önce “SPÖ ve Viyana yönetimi MA 35’den utanmalıdır” diyordu. Acaba NEOS utanıyor mu?

SPÖ sorumluktan kaçmak için, Viyana Eyaleti Göç ve Vatandaşlıktan Sorumlu Belediye Dairesi (MA 35) sorumluluğunu koalisyon ortağına bıraktı.

NEOS şimdiden işin içinden çıkamayacağını anladı. 

Göçmenler ise, oturum kartını yenilemek için yaklaşık bir yıldır bekliyor. 

Bunu yaparken, çocuk ve aile yardımları gibi sosyal yardımlardan yararlanamıyor, buldukları işte kayıt yaptıramıyorlar. 

Peki FPÖ ne diyordu?

Yabancıların sosyal yardımlardan yararlanması kısıtlanmalı!

Belediye evleri önce Avusturyalılara daha sonra Almanca bilen göçmenlere verilmeli!

Peki yüz yıldır Viyana eyaletini yöneten Sosyal Demokrat SPÖ ne yapıyor?

Yayınlama: 17.09.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.