Gönül Kahve İster, Sohbet Bahane

Efsaneye göre kahveyi keşfeden insanlar değil keçilerdi. Yani birine aptal – inatçı keçi derseniz, en azından bu hayvanın kahveyi keşfetmesinin hiçbirimiz için “aptalca” olmadığını hatırlamalısınız. Viyana – Reumannplatz’daki bir dükkandaki kahve çekme makinesi ve aşırı soğuk, gönül kahve ister, muhabbet bahane dedirtiyordu.

Gönül Kahve İster, Sohbet Bahane

Adem Hüyük 

Aslında kahve yapılmak istenen bir çok şeye araç olarak kullanılmıştır.

Yapılmak istenen, teklif, ziyaret, davet, sohbet gibi eylemlerde kahve tamamlayıcı ve hatta ikna edici rol oynamaktadır. 

Hiçbir zaman konunun odak noktasına alınmayan kahve içmek, diğer şeylerin yanında figüran rolü oynamış, asıl olanın tâlisinde kalmıştır.

Ancak aynı kahve, asıl olanın bittiğini tayin edici bir role sahiptir. 

‘’Kahvemiz bitti, artık dağılalım’’ söylemi, kahvenin birleştirici ve bu birleşmeyi sonlandırıcı bir etkene sahip olduğunu da gösterir.  

Kahvenin bugün çok büyük bir Pazar payına sahip olduğu su götürmez. Öyle ki, kahve ismi, kendisinin ve diğer bütün sıvı tüketim gıdalarının satıldığı mekanlara adını vermiştir.

Bu isim babalığı, kahvenin bir içecek olması kadar kültürel bir miras olduğunun da göstergesidir. 

Korona salgınına alıştığımız günlerden geçiyoruz.

Noel yaklaşıyor, alışveriş merkezleri gecen yıla nazaran daha az şatafatlı olsa da, insanlar Noel alışverişlerini yapıyor. 

Kafe ve restoranlar kapalı, sadece kapıdan ve sipariş üzerine hizmet verebiliyorlar.

Bu nedenle, sokakta dolaşan her üç kişiden birinin elinde plastik bardaklarda kahve var. 

Bütün gün alışveriş yapmaktan yorulmuş ve üşümüş olan Viyanalılar, Reumannplatz civarında vitrinden görünen kocaman kahve çekme makinesine gözü takılıyor, üşümüş bedenini ısıtmak için, acaba bu kahve çekme makinesinden çıkacak kahveyi, sıcak sıcak içer miyim diye düşünüyor.

Ama maalesef, kahve makinesi Türk kahvesi satan bir dükkânda ve servisi yok.

Ancak alıp evinizde kahvenizi yapabilirsiniz. 

Reumannplatz’da yeni açılan ve ismi ‘’Ambar’’ olan dükkânda Türk kahvesi dahil, kuruyemişten, tarhana çorbasına, kırmızı biberden, lokum çeşitlerine kadar uzanan bir ürün yelpazesi bulunmakta. 

Etiyopya manastırındaki rahiplerin keçilerin bilinmeyen meyveler yediğini görerek, kendilerinin de tadına bakması ama tadının acı olmasından dolayı bütün meyveleri hemen ateşe atmalarıyla yükselen aroma kokusu, nasıl ki rahiplerde merak uyandırmış ve kavrulmuş meyvelerden bir içecek demlemişlerse, yoldan geçenlerde bu dükkâna girerek, o kokuyu evlerine taşıyorlar. 

Kahvenin bir başka özelliği ise, Batı ile Doğu tarihçilerinin zaman-mekan bakımından aynı şeyleri söylediği ve doğruladığı ender bilgilerden olmasıdır.

Yani, Avrupa tarihçileri ile Osmanlı ve Arap tarihçileri kahve konusunda ortalama aynı şeyleri söyler. 

Almancadan yaptığım çeviriye göre, 16. yüzyılda kahve, Arabistan ve Mekke üzerinden Kahire ve Konstantinopolis’e (şimdi İstanbul) ulaştı ve burada ilk kahve meyhaneleri 1554’te açıldı.

Avrupa’ya ilk kahvenin getirilmesi 1615’e dayanmaktadır. 

Avusturya kütüphanelerinde ise kahvenin hikayesi şöyle geçmekte ‘’1683’te Türkler, Viyana kuşatmasını kaldırmak zorunda kaldı ve arkalarında 500 torba kahve bıraktılar – Viyanalılar için bir şanstı. Çünkü o zamanlar Viyana’da, bugün hala dünyaca ünlü Viyana kahve evi kültürünün (Kaffeehauskultur) temeli, çılgın bir Polonyalı tarafından atıldı.
O andan itibaren kahve, tüm Avrupa’da zafer yürüyüşüne devam etti, giderek daha fazla uzman buldu ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.’’
(Almancadan çeviri)

Bu tarihi bilginin Türkiye karşılığı ise şöyle: ”1683’teki Viyana kuşatması sırasında, Osmanlılar arkalarında çuvallar dolusu yeşil kahve tohumu bırakmışlar. Viyanalılar ilk başlarda bunun deve yemi olduğunu düşünmüşler ama kuşatma boyunca Türkler’i izleyen gizli ajanlar, bu tohumların gerçek öyküsünü bildikleri için, kısa sürede “Türk içkisi” içilmeye başlanmış. Girişimci bir Polonyalı bunlarla şehirdeki ilk kahvehaneyi açmış.’’ (Alıntı)

Bugün sohbet etmenin rüşveti gibi görülen kahve, tarihler boyu insanların bir çatı altında bir araya gelmesini sağlamış, bu birlikteliklerden devletler kurulmuş-devletler yıkılmıştır. 
Kahvenin birleştirici yanı kimi zaman bazı yönetimleri korkutmuş ve yasaklanmasına sebebiyet vermiştir. 

Kahve bir cümlenin pratiğe geçirilme biçimi olarak hayatımızda yer almaya devam edecek.

O nedenle, gönül kahve ister, sohbet bahane…|DerVirgül 

(Bu makale reklam içermektedir) 

© Foto | DerVirgül 

Yayınlama: 08.12.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.