Maskeli Bir Fotoğrafınız Olsun | İlerisi İçin

Korona krizi, güçlü bir devletin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi, diyor Avusturya Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Pamela Rendi-Wagner, Die Presse için yazdığı yazıda:   “Yardımsever ve koruyucu bir devlete olan talep krizle mücadelenin her gününde daha da artıyor, -ki bunların arasında geçmişte devleti daima kötülemiş olan partiler de var. … Korona krizi neoliberal […]

Korona krizi, güçlü bir devletin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi, diyor Avusturya Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Pamela Rendi-Wagner, Die Presse için yazdığı yazıda: 

 “Yardımsever ve koruyucu bir devlete olan talep krizle mücadelenin her gününde daha da artıyor, -ki bunların arasında geçmişte devleti daima kötülemiş olan partiler de var. …

Korona krizi neoliberal anlayışın çöktüğünü gösterdi.

Avusturya’da güçlü bir devlet ve iyi işleyen bir kamu sağlık sistemi, sosyal demokratlar liderliğindeki koalisyonlar sayesinde muhafaza edilebildi. …

Devlet, serbest pazarın şekillendirdiği bir toplumdaki dezavantajları telafi eder.

Harekete geçmeye hazır, dirençli bir devlet, sadece kriz zamanlarında değil, her zaman merkezi öneme sahip olacaktır.” 

SPÖ lideri Rendi-Wagner, yaptığı bu eleştiride mevcut hükümeti ve bir dönem önceki hükümeti hedef alarak, partisinin cumhuriyet tarihi boyunca getirmeye çalıştığı, sosyal devlet anlayışını değiştirmek isteyenleri işaret etmiştir.   

Halk Partisi (ÖVP) ile Özgürlük Partisi (FPÖ) koalisyon hükümeti döneminde, Avusturya’nın ‘sosyal-devlet’ dinamiklerinden olan sağlık sistemine darbeler vurulmuş, sağlık sigorta fonları arasındaki güç dengeleri kaldırılarak birleştirilmiş, sağlık çalışanlarının ücret ve sağlıklı çalışma koşulları isteği, yurt dışından sağlık çalışanı getirilmesi tehdidiyle en asgari düzeyde kabul edilmiştir.  

Aşırı sağ partinin Ibiza video skandalı ile dağılan koalisyon sonrası genel seçimlerde, merkez sağ daha güçlü bir şekilde iktidara geldi.

ÖVP bu sefer Yeşiller Partisi ile koalisyona giderek hükümeti kurmuş, hükümet ayağının tozuyla, korona salgını ile karşı karşıya kalmıştır.  

Sınav günleri… 

Hükümet, daha önce yok etmeye çalıştığı sosyal devlet anlayışından doğan sağlık sistemiyle, salgına karşı güçlü bir hamle yaptı.  

Başbakan ısrarla her konuşmasında, pandeminin kontrol altına alınması için herkesin elini taşın altına sokması gerektiğine işaret ediyor; bu da temel hak ve özgürlüklere yapılacak, haklı ve orantılı bazı müdahalelere göz yummak anlamını taşıyordu.  

Ancak bu büyük kısıtlamaların, tam da demokratik Avusturya’da nerdeyse hiç tartışmaya açılmaması ve halkın çoğunluğunun daha ciddi kısıtlamalara izin vermeye gönüllü olması düşündürücü.  

Ama anlaşılan korku dönemlerinde başka kurallar geçerli.  

Dünyanın her yerinde halk, hükümetlere güven duyuyor ve birçok ülkede hükümetlerin popülerlik oranları yükselişe geçmiş durumda.  

Halk baş edemeyeceği gizli ve güçlü bir düşmana karşı, kendisini koruması için, ‘’güçlü’’ olmasını istediği yönetimlere tüm yetkiyi veriyor.  

Ne kadar tuhaf..  

Hastaneler ve diğer kamu kurumlarında yıllardır personelde ve ayrılan kaynaklarda azaltmaya gidilmesini isteyen ÖVP, şimdi aynı kurumların güçlülüğüyle övünüyor.  

Başbakan Kurz’un iki yıl önce bir önerisi geldi aklıma: Devlet kurumları arasında, vatandaşın bilgilerini özel izin veya mahkeme kararı olamadan paylaşılmasını istemiş, bu sayede bürokrasinin hızlanacağını iddia etmişti.  

Özellikle sosyal demokratlar, talebin otoriter bir anlayış olduğunu ve kurumlar arasındaki güçler dengesinin kaldırılmak anlananına geleceğini söylemişlerdi.

Kurz konuyu bir daha hiç açmadı.  

Ama şimdi? 

Özgürlüklerin kısıtlanması, her şeyi kontrolü altına almak isteyen otoriter bir devlet anlamına gelmiyor artık.  

Aksine, özgürlüklerin kısıtlanması, zayıf düşmüş ve kendi kırılganlığının ölümcül sonuçlarını kontrol etmeye çalışan bir devlete işaret ediyor.  

Başbakanın iki yıl önce söylediğine pişman edilen talep, bu günlerde uygulanıyor.

İşlemlerin daha hızlı yapılması, vatandaşın devlet dairelerine akın etmemesi adına, kurumlar arasında veri alışverişi yapılmakta.  

Bunda ne var diyenler olacaktır aranızda; bunda çok şey var!

Bir gün, kurumlar arasındaki ilişkilerin demokratik ülkelerde nasıl işlemelidir – konusunu da ele alır, uzun uzun yazarız.  

Korona salgını sürecinde halkın tepkisi ölçüldü ve öteden beri getirilmek istenen kısıtlamalar, Avusturya’da yaşayanlara korana salgınından anti-demokratik birer miras olarak kalacağından hiç şüpheniz olmasın.  

Hepimizin birer maskeli fotoğrafı vardır; ilerisi için.  

İşte o fotoğraflara baktığınızda, salgın nedeniyle elinizle verdiğiniz özgürlükleri hatırlayacaksınız.  

Çünkü elinizdeki özgürlükler kademeli olarak elinizden alınmış olacak… 

Yayınlama: 05.05.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.